Merhaba,
Ben ve benim gibi kişilerin hayatını, geleceğini, şerefini ve gururunu kurtaran fedakâr Mehmetçik. Bana bağışladığın o kadar çok şey var ki. Aldığım her nefes senin eserin. Köle değilsem işkence görmüyorsam bunda senin payın büyük. Her dakika savaş halinde değilsek, ölüm korkusuyla yaşamıyorsun, dışlanmıyorsun, ikinci sınıf insan sayılmıyorsam, esir değilsem bu sendendir. Ailem, yakınlarım gözümün önünde öldürülmediyse onlarla mutlu mesut yaşıyorsam bunu sana borçluyum. Sen bize yaşanabilir bir hayat verdin. Yaşayabileceğimiz bir toprak verdin. Kendi dilimi ana dilim diye konuşuyorum. Kimsenin himayesi altında değilim. Kendi bayrağım yükseliyor masmavi gökyüzünde. Kara bulutlar saramıyor etrafımı istesede. Başkasının değil kendi bayrağımız. Türkiye Cumhuriyeti bağımsızlık sembolü, ay yıldızlı kan kırmızısı bayrağımız. Göklerde dalgalandığını gördükçe ne kadar özgür ve bunu sana borçlu olduğumuzu düşünüyorum. Sana bu borcu ödeyemeyeceğimizi biliyorum. En azından ileri bir topluluk olun diyişini duyabiliyorum. Çok şey değişti sizden sonra. Kardeşlikler bitti. Sen kendini hiç tanımadığın kardeşlerin için can verirken biz birbirimizi tüketiyoruz.Herkes açık arıyor.Özür diliyoruz.Ama bu hiçbir şeyi değiştirmiyor.Biz hiçbir zaman sizlere layık olamayacağız.
DERYA AYDEMİR
Ben ve benim gibi kişilerin hayatını, geleceğini, şerefini ve gururunu kurtaran fedakâr Mehmetçik. Bana bağışladığın o kadar çok şey var ki. Aldığım her nefes senin eserin. Köle değilsem işkence görmüyorsam bunda senin payın büyük. Her dakika savaş halinde değilsek, ölüm korkusuyla yaşamıyorsun, dışlanmıyorsun, ikinci sınıf insan sayılmıyorsam, esir değilsem bu sendendir. Ailem, yakınlarım gözümün önünde öldürülmediyse onlarla mutlu mesut yaşıyorsam bunu sana borçluyum. Sen bize yaşanabilir bir hayat verdin. Yaşayabileceğimiz bir toprak verdin. Kendi dilimi ana dilim diye konuşuyorum. Kimsenin himayesi altında değilim. Kendi bayrağım yükseliyor masmavi gökyüzünde. Kara bulutlar saramıyor etrafımı istesede. Başkasının değil kendi bayrağımız. Türkiye Cumhuriyeti bağımsızlık sembolü, ay yıldızlı kan kırmızısı bayrağımız. Göklerde dalgalandığını gördükçe ne kadar özgür ve bunu sana borçlu olduğumuzu düşünüyorum. Sana bu borcu ödeyemeyeceğimizi biliyorum. En azından ileri bir topluluk olun diyişini duyabiliyorum. Çok şey değişti sizden sonra. Kardeşlikler bitti. Sen kendini hiç tanımadığın kardeşlerin için can verirken biz birbirimizi tüketiyoruz.Herkes açık arıyor.Özür diliyoruz.Ama bu hiçbir şeyi değiştirmiyor.Biz hiçbir zaman sizlere layık olamayacağız.
DERYA AYDEMİR
Ey Şanlı Şehitlerim
Sizin hikâyenizi ilk duyduğumda çok etkilenmiştim. Yaşımın küçük olmasına rağmen sizin vatan için verdiğiniz mücadele beni çok derinden etkiledi ve bu benim içimde hiçbir zaman çıkmayan bir acı olarak kalacak.
Şimdi ise düşünüyorum da, kiminizin yaşı daha çok küçük olmasına rağmen elinizde doğru düzgün cephane olmamasına rağmen kendinizi ateşin ortasına atarcasına savaşmaya vatanı kurtarmaya gitmişsiniz. Kiminizin ise arkasında birçok gözü yaşlı anne, gözü yaşlı eş ve çocuklar bırakmışsınız.
Kim bilir ne kadar gurur vericiydi sizin o arkanıza bile bakmadan başınız dik bir şekilde savaşa gidişiniz. Bunları düşünürken bile duygularıma hâkim olamıyorum. O zamanlar yaşasaydım sizin gibi gözümü kırpmadan savaşa gider miydim? Emin değilim.
Vatanımın gurur kaynağı şehitlerim, yurdumun solmayan gülleri sizinle ömrümün sonuna kadar gurur duyacağım. İnanın ömrümün sonuna kadar adınızı her yere taşıyacağım ve her zaman gururlanacağım.
BATUHAN GÖZÜTOK
Sizin hikâyenizi ilk duyduğumda çok etkilenmiştim. Yaşımın küçük olmasına rağmen sizin vatan için verdiğiniz mücadele beni çok derinden etkiledi ve bu benim içimde hiçbir zaman çıkmayan bir acı olarak kalacak.
Şimdi ise düşünüyorum da, kiminizin yaşı daha çok küçük olmasına rağmen elinizde doğru düzgün cephane olmamasına rağmen kendinizi ateşin ortasına atarcasına savaşmaya vatanı kurtarmaya gitmişsiniz. Kiminizin ise arkasında birçok gözü yaşlı anne, gözü yaşlı eş ve çocuklar bırakmışsınız.
Kim bilir ne kadar gurur vericiydi sizin o arkanıza bile bakmadan başınız dik bir şekilde savaşa gidişiniz. Bunları düşünürken bile duygularıma hâkim olamıyorum. O zamanlar yaşasaydım sizin gibi gözümü kırpmadan savaşa gider miydim? Emin değilim.
Vatanımın gurur kaynağı şehitlerim, yurdumun solmayan gülleri sizinle ömrümün sonuna kadar gurur duyacağım. İnanın ömrümün sonuna kadar adınızı her yere taşıyacağım ve her zaman gururlanacağım.
BATUHAN GÖZÜTOK
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ’NE MEKTUP
Söze nasıl başlayacağımı gerçekten bilmiyorum. O kadar zor ki… Hiç görmediğin tanımadığın nasıl birileri olduğunu bilmediğim kişilere mektup yazmak. Ama bir o kadar da içinde onlara karşı sevgi, saygı, güven ve minnet duygusu barındırmak. O kadar karışık ki insan ne yazsam diye düşünüyor. Ben de şuan aynen bu durumdayım. Öğretmen Çanakkale şehitlerine mektup yazın dediği zaman bir an durdum ve kendime şunları sormaya başladım. Hiç tanımasam da görmesen de nasıl birileri olduğunu bilmesen de Mehmetliklere borçlu olduğun bu vatan, bu topraklar için ne söyleyeceğim? Ne yazacağım? Bu minnet duygusunun karşılığını verebildik mi? Veremedik mi? Bize bu vatanı emanet eden onca askere bu vatan uğruna evlerinde, sıcak yataklarından ayrılan onca Mehmetçiğe karşı olan sorumluluklarımızı yerine getirebildik mi? Bu vatana, Mehmetçiklere yakışır biçimde sahip çıkabildik mi? Diye bir sürü sorular sordum. Şimdi bunların cevabını arıyorum. Düşünüyorum, mektubumda sizleri üzecek bişey söylememek için. Düşünüyorum, yalan söylememek için. Ama ne yazacağımı düşüncelerimin doğruluğunu bilmiyorum. Bu memlekete layık mıyız bilmiyorum.
Aslında sizlere layık olmak için ne yapmalıyız? Bu sorunun cevabını düşünüyorum. Eğer sizler gibi vatanı korumak, yükseltmek istiyorsak illa sizler gibi şehit mi olmamız lazım? Evet gerekirse bizde bu vatan için şehit oluruz, peki şehit olmadan günümüz şartlarıyla bir şey yapmak daha doğruysa işte benim istediğimde tam bu; günümüz şartlarını kullanmak. İnsanlar birbirini öldürerek savaşarak değil de eğitimiyle bilgisiyle gelişmişlik düzeyi ile birbirleriyle savaşsın. Öyle bir ülke olsun ki askeriyle, kültürüyle, eğitimiyle, gelişme hızıyla, adından bahsettirsin. Diğer ülkeler bunun nasıl başarıldığını merak etsin, öyle merak etsinler ki bizleri günümüzü araştırsınlar hatta geçmişimizi tarihimizi merak etsinler ve siz kahramanlarımızı öğrensinler şanlı tarihimizi bilsinler istiyorum. Ve bunları yapmak için de illa savaşarak şehit düşerek olmasın. Ama o noktaya da gelirsek inanıyorum ki hepimizin içinde tıpkı sizler gibi Mehmetler çıkar. Benim söyleyeceklerim bu kadar biz şimdi böyle bir millet olmaya çalışıyoruz. Umarım size layık olabilmişizdir.
EBRU DURDU
Söze nasıl başlayacağımı gerçekten bilmiyorum. O kadar zor ki… Hiç görmediğin tanımadığın nasıl birileri olduğunu bilmediğim kişilere mektup yazmak. Ama bir o kadar da içinde onlara karşı sevgi, saygı, güven ve minnet duygusu barındırmak. O kadar karışık ki insan ne yazsam diye düşünüyor. Ben de şuan aynen bu durumdayım. Öğretmen Çanakkale şehitlerine mektup yazın dediği zaman bir an durdum ve kendime şunları sormaya başladım. Hiç tanımasam da görmesen de nasıl birileri olduğunu bilmesen de Mehmetliklere borçlu olduğun bu vatan, bu topraklar için ne söyleyeceğim? Ne yazacağım? Bu minnet duygusunun karşılığını verebildik mi? Veremedik mi? Bize bu vatanı emanet eden onca askere bu vatan uğruna evlerinde, sıcak yataklarından ayrılan onca Mehmetçiğe karşı olan sorumluluklarımızı yerine getirebildik mi? Bu vatana, Mehmetçiklere yakışır biçimde sahip çıkabildik mi? Diye bir sürü sorular sordum. Şimdi bunların cevabını arıyorum. Düşünüyorum, mektubumda sizleri üzecek bişey söylememek için. Düşünüyorum, yalan söylememek için. Ama ne yazacağımı düşüncelerimin doğruluğunu bilmiyorum. Bu memlekete layık mıyız bilmiyorum.
Aslında sizlere layık olmak için ne yapmalıyız? Bu sorunun cevabını düşünüyorum. Eğer sizler gibi vatanı korumak, yükseltmek istiyorsak illa sizler gibi şehit mi olmamız lazım? Evet gerekirse bizde bu vatan için şehit oluruz, peki şehit olmadan günümüz şartlarıyla bir şey yapmak daha doğruysa işte benim istediğimde tam bu; günümüz şartlarını kullanmak. İnsanlar birbirini öldürerek savaşarak değil de eğitimiyle bilgisiyle gelişmişlik düzeyi ile birbirleriyle savaşsın. Öyle bir ülke olsun ki askeriyle, kültürüyle, eğitimiyle, gelişme hızıyla, adından bahsettirsin. Diğer ülkeler bunun nasıl başarıldığını merak etsin, öyle merak etsinler ki bizleri günümüzü araştırsınlar hatta geçmişimizi tarihimizi merak etsinler ve siz kahramanlarımızı öğrensinler şanlı tarihimizi bilsinler istiyorum. Ve bunları yapmak için de illa savaşarak şehit düşerek olmasın. Ama o noktaya da gelirsek inanıyorum ki hepimizin içinde tıpkı sizler gibi Mehmetler çıkar. Benim söyleyeceklerim bu kadar biz şimdi böyle bir millet olmaya çalışıyoruz. Umarım size layık olabilmişizdir.
EBRU DURDU
Şanlı ve kahraman atalarım şuan çok karmaşık duygular içindeyim size nasıl bir mektup yazacağımı bilemiyorum. Çünkü siz çok yüce insanlarsınız. Siz olmasaydınız biz şuan hangi devletin sömürgesi altında yaşayan sömürülen bir devlet olurduk? Bunu bilemiyorum ama bildiğimiz tek bir şey var bu vatan bu millet sizi asla unutmayacak. Siz orda karda kışta bu ülkenin bağımsızlığı için bu ülkenin bizim olması için bu ülke için savaştınız ve bu ülkeyi bize bıraktınız. Bu ülkeyi bu savaşı bağımsızlığı kazanmak bizim kelimelerle anlattığımız kadar kolay olmadı. Siz orda sadece büyük devletlerle savaşmadınız orda yoksullukla, açlıkla, soğukla vb. bu milleti kurtarmak için canını bile gözünü kırpmadan feda edebilen şanlı askerlerimizsiniz.
Düşünüyorum da şimdi bir savaş olsa acaba sizin gibi ailesiniz sevdiklerini gözü yaşlı bıraktıklarını düşünmeden o cepheye savaşmaya gidecek insan var mıdır? Ben bile kendimden şüphe duyuyorum. İnşallah Allah bize de orada savaşmayı, savaşacak cesareti, iman gücünü vermeyi nasip etsin. Sizler ölümsüzsünüz çünkü şehitler ölmez. Siz ölmediniz ama biz sizin bıraktığınız emanete bu ülkeye sahip çıkamıyoruz. Çünkü eskisi gibi vatan millet sevgisi kalmadı herkes kendi çıkarını düşünüyor. Bu ülkeye nasıl zarar veririm diye düşünüyor. Kimse bu ülkenin gelişmesini istemiyor. Bütün devletler eskiden olduğu gibi bize düşman ama biz bu vatanı kolay almadık kolay kolayda bırakmayacağız. Kimse “Türk” kelimesini duymak istemese de ben diyorum ki “Ne mutlu Türküm diyene.”
Halil İbrahim Karaoğlan
Düşünüyorum da şimdi bir savaş olsa acaba sizin gibi ailesiniz sevdiklerini gözü yaşlı bıraktıklarını düşünmeden o cepheye savaşmaya gidecek insan var mıdır? Ben bile kendimden şüphe duyuyorum. İnşallah Allah bize de orada savaşmayı, savaşacak cesareti, iman gücünü vermeyi nasip etsin. Sizler ölümsüzsünüz çünkü şehitler ölmez. Siz ölmediniz ama biz sizin bıraktığınız emanete bu ülkeye sahip çıkamıyoruz. Çünkü eskisi gibi vatan millet sevgisi kalmadı herkes kendi çıkarını düşünüyor. Bu ülkeye nasıl zarar veririm diye düşünüyor. Kimse bu ülkenin gelişmesini istemiyor. Bütün devletler eskiden olduğu gibi bize düşman ama biz bu vatanı kolay almadık kolay kolayda bırakmayacağız. Kimse “Türk” kelimesini duymak istemese de ben diyorum ki “Ne mutlu Türküm diyene.”
Halil İbrahim Karaoğlan
ŞEHİTLERİMİZ!
Sizin vatanınız ve bizim için yaptıklarınız o kadar çok önemli ki ama biz bunun farkında değiliz. Vatanınızın bir karış toprağını bile korumak için savaşan ve gözünü kırpmadan ne pahasına olursa olsun kanını feda edebilen Şehitlerimiz! Gelip de bizim şu halimizi görseniz bir damlacık kanınızı bile vermezdiniz. Biz ise orda ki insanlık dramını bir film gibi görerek ve sizi önemsemeyerek size ne kadar haksızlık ettiğimizin farkında olsak sizin koruduğunuz bir karış toprağı bile karanlığa sürüklemezdik. Ama ne yazık ki vatanımızı sizin gibi koruyamıyoruz ve karanlığa doğru yavaş yavaş yelken açıyoruz. Şehitlerimiz biliyoruz ki yattığınız yerde rahat uyuyamıyorsunuz. Dert etmeyin biz bu vatanda oldukça sizin bırak tığınız bu mirası koruyacağız. Siz ki bu vatan için arkanıza bile bakmadan kahramanca savaştınız. Bu savaşta kimleri kaybetmediniz ki! Ailenizi,çocuklarınızı,eşinizi,dostunuzu hiç düşünmediniz. Her şeyi geride bırakıp vatan uğruna ne pahasına olursa olsun savaştınız. Biz ise hiç sıkıntı çekmeden sizin kazandığınız vatanda yaşayıp gidiyoruz. Ama inanıyorum ki biz de o dönemde sizler kadar olmasa da yinede vatanı korumaya çalışırdık. Fakat şimdi çok rahat olduğumuz için biraz da vatanın ne demek olduğunu , vatanın bir karış toprağının bizim için ne denli önemli olduğunu anlamıyoruz. Siz şehitlerimizsiniz ama ölmediniz. Bu topraklar bizde oldukça ölmeyeceksiniz.
Sizin gibi kahramanlarımız olduğu için
NE MUTLU BİZE NE MUTLU MİLLETİMİZE
Halil YILDIZ
Sizin vatanınız ve bizim için yaptıklarınız o kadar çok önemli ki ama biz bunun farkında değiliz. Vatanınızın bir karış toprağını bile korumak için savaşan ve gözünü kırpmadan ne pahasına olursa olsun kanını feda edebilen Şehitlerimiz! Gelip de bizim şu halimizi görseniz bir damlacık kanınızı bile vermezdiniz. Biz ise orda ki insanlık dramını bir film gibi görerek ve sizi önemsemeyerek size ne kadar haksızlık ettiğimizin farkında olsak sizin koruduğunuz bir karış toprağı bile karanlığa sürüklemezdik. Ama ne yazık ki vatanımızı sizin gibi koruyamıyoruz ve karanlığa doğru yavaş yavaş yelken açıyoruz. Şehitlerimiz biliyoruz ki yattığınız yerde rahat uyuyamıyorsunuz. Dert etmeyin biz bu vatanda oldukça sizin bırak tığınız bu mirası koruyacağız. Siz ki bu vatan için arkanıza bile bakmadan kahramanca savaştınız. Bu savaşta kimleri kaybetmediniz ki! Ailenizi,çocuklarınızı,eşinizi,dostunuzu hiç düşünmediniz. Her şeyi geride bırakıp vatan uğruna ne pahasına olursa olsun savaştınız. Biz ise hiç sıkıntı çekmeden sizin kazandığınız vatanda yaşayıp gidiyoruz. Ama inanıyorum ki biz de o dönemde sizler kadar olmasa da yinede vatanı korumaya çalışırdık. Fakat şimdi çok rahat olduğumuz için biraz da vatanın ne demek olduğunu , vatanın bir karış toprağının bizim için ne denli önemli olduğunu anlamıyoruz. Siz şehitlerimizsiniz ama ölmediniz. Bu topraklar bizde oldukça ölmeyeceksiniz.
Sizin gibi kahramanlarımız olduğu için
NE MUTLU BİZE NE MUTLU MİLLETİMİZE
Halil YILDIZ
ŞEHİDİM
Çanakkale deyince aklıma birçok şey gelirdi ama bir mektup yazmak… Sanırım biz artık unutuyoruz sizi. Yoksa bu yarışmalara hiç gerek kalmazdı. Bu yarışmalar sırf sizi hatırlatmak için yapılıyor. Ne kadar acı sizi yine hatırlamaya çalışmak, yaşamak… Yaşamak dedim de sizi yaşamak ne mümkün. Siz Bedrin aslanları değerinde, siz iki cihan sultanı ile savaşmış bir cennetle müjdelenen nesil. O kadar asker, tek bir ruh, millet kurtarma sevdası. Siz Hz. Muhammed’ e(SAV) komşuluğa giden bir ümmet. Bu millet size çok şey borçlu ama bugünkü milleti bir görseniz savaşmayı bırakır düşmana verirdiniz sanırım. Bugünkü millet bilincini yitirmiş, benliğini yitirmiş Doğu Roma yı da Batı Roma yı da yıkan Türklere bir hırs bulaşmış Yeni Roma ya girmek. Sen ki tüm dünya devletlerine elinde silah olmadan kafa tutmuş, meydan okumuş ve başarmışsın. Ülkeni, milletini, dinini, korumayı amaçlamışsın. Millet kendini muhafaza etmeye çalışmış, belli kısım yapmış, belli kısım… Milli benlik kalmadı bu zamanda lafta herkes milliyetçi, savaşçı bunlar tek bir şey hepsi yamyam hepsi aç. Hepsinin tek amacı, tarihten silmek bizleri… Unutturmak sizleri… Gömecekler bizi toprağa, gideceğiz gerçek anamız toprağın kucağına… Yamyamlar sarmış dört bir yanı, birleştirmiyorlar ana yurtla bizi. Hepimizi unutmaya mahkûm ettiler. Unutturuyorlar sizleri… Gelişim lafta var hep gelişiyoruz diye gidiyoruz karanlığa... Ben unutmayacağım ben bağıracağım, haykıracağım hep unutturmayacağım sizi. Sizi sadece belli tarihlere sığdırıp anlatmayacağım sen bir yüz yıla sığmamışsın ben seni nasıl sığdırayım bir güne, bir haftaya, sığmazsın taşarsın. Ben sizi neye sığdırayım, hiçbir şey kabul etmez, utancından mahvolur hepsi, senin asilliği sığdıramazlar kendine. Şimdi nereye koyayım kitaplarda bir sayfaya üç satır kelime, nasıl olacak bu iş bir kapağın içine sığmadın. Şimdi buldum senin yerini senin yerin göklerdeki ay yıldızın kırmızısı…
Harun SOLAK
Çanakkale deyince aklıma birçok şey gelirdi ama bir mektup yazmak… Sanırım biz artık unutuyoruz sizi. Yoksa bu yarışmalara hiç gerek kalmazdı. Bu yarışmalar sırf sizi hatırlatmak için yapılıyor. Ne kadar acı sizi yine hatırlamaya çalışmak, yaşamak… Yaşamak dedim de sizi yaşamak ne mümkün. Siz Bedrin aslanları değerinde, siz iki cihan sultanı ile savaşmış bir cennetle müjdelenen nesil. O kadar asker, tek bir ruh, millet kurtarma sevdası. Siz Hz. Muhammed’ e(SAV) komşuluğa giden bir ümmet. Bu millet size çok şey borçlu ama bugünkü milleti bir görseniz savaşmayı bırakır düşmana verirdiniz sanırım. Bugünkü millet bilincini yitirmiş, benliğini yitirmiş Doğu Roma yı da Batı Roma yı da yıkan Türklere bir hırs bulaşmış Yeni Roma ya girmek. Sen ki tüm dünya devletlerine elinde silah olmadan kafa tutmuş, meydan okumuş ve başarmışsın. Ülkeni, milletini, dinini, korumayı amaçlamışsın. Millet kendini muhafaza etmeye çalışmış, belli kısım yapmış, belli kısım… Milli benlik kalmadı bu zamanda lafta herkes milliyetçi, savaşçı bunlar tek bir şey hepsi yamyam hepsi aç. Hepsinin tek amacı, tarihten silmek bizleri… Unutturmak sizleri… Gömecekler bizi toprağa, gideceğiz gerçek anamız toprağın kucağına… Yamyamlar sarmış dört bir yanı, birleştirmiyorlar ana yurtla bizi. Hepimizi unutmaya mahkûm ettiler. Unutturuyorlar sizleri… Gelişim lafta var hep gelişiyoruz diye gidiyoruz karanlığa... Ben unutmayacağım ben bağıracağım, haykıracağım hep unutturmayacağım sizi. Sizi sadece belli tarihlere sığdırıp anlatmayacağım sen bir yüz yıla sığmamışsın ben seni nasıl sığdırayım bir güne, bir haftaya, sığmazsın taşarsın. Ben sizi neye sığdırayım, hiçbir şey kabul etmez, utancından mahvolur hepsi, senin asilliği sığdıramazlar kendine. Şimdi nereye koyayım kitaplarda bir sayfaya üç satır kelime, nasıl olacak bu iş bir kapağın içine sığmadın. Şimdi buldum senin yerini senin yerin göklerdeki ay yıldızın kırmızısı…
Harun SOLAK
Selam size Çanakkale Aslanları
Sen bize çok zor şartlarda bu vatanı emanet ettin. Yedi düvele meydan okundun. Bazen mermin bitti, süngü taktın, aç kaldın taş bağladın, yaralandın belki yıllarca belki de hiç aileni görmeme ihtimaline rağmen yine de cepheye gittin ve kahramanca savaşıp destan yazdın. Peki, niye bunları yaptın?
Bizim için mi, Çanakkale geçilmez dedin. Peki, hiç düşünmedin mi, torunlarımız bu vatana sahip çıkabilir mi? Eğer gençliğimizin şimdi ki halini görseydin cepheye gitmek şurada dursun, ayağını bile kıpırdatmazdın. Çünkü biz verdiğin emanete sahip çıkamıyoruz. TÜRK gençliği günden güne bozuluyor. Artık Çanakkale’yi geçtiler. Sen geçirmedin ama biz geçirdik be atam…
Biz Sultan Alparslan’ın, Fatih’in torunları olduğumuzu unuttuk. TÜRK milleti bencil olmaya başladı. Artık çoğu kişinin vatan, millet umurunda değil. Ama sen üzülme biz daha bitmedik. Daha içimizde vatan millet aşkı dolu TÜRK evlatları var. Sen şimdiki gençlik için canını vermedin. Sen Kürşad için, Fatih için, Sultan Alparslan için yani atalarımız için canını feda ettin.
Bu topraklar üzerinde çok TÜRK kanı aktı. Çünkü burası bizim toprağımız bizim vatanımız. Ne mutlu sana ki sen bu toprakları düşmana dar ettin, cehenneme çevirdin.
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE
İbrahim Alparslan
TÜRKMEN
Sen bize çok zor şartlarda bu vatanı emanet ettin. Yedi düvele meydan okundun. Bazen mermin bitti, süngü taktın, aç kaldın taş bağladın, yaralandın belki yıllarca belki de hiç aileni görmeme ihtimaline rağmen yine de cepheye gittin ve kahramanca savaşıp destan yazdın. Peki, niye bunları yaptın?
Bizim için mi, Çanakkale geçilmez dedin. Peki, hiç düşünmedin mi, torunlarımız bu vatana sahip çıkabilir mi? Eğer gençliğimizin şimdi ki halini görseydin cepheye gitmek şurada dursun, ayağını bile kıpırdatmazdın. Çünkü biz verdiğin emanete sahip çıkamıyoruz. TÜRK gençliği günden güne bozuluyor. Artık Çanakkale’yi geçtiler. Sen geçirmedin ama biz geçirdik be atam…
Biz Sultan Alparslan’ın, Fatih’in torunları olduğumuzu unuttuk. TÜRK milleti bencil olmaya başladı. Artık çoğu kişinin vatan, millet umurunda değil. Ama sen üzülme biz daha bitmedik. Daha içimizde vatan millet aşkı dolu TÜRK evlatları var. Sen şimdiki gençlik için canını vermedin. Sen Kürşad için, Fatih için, Sultan Alparslan için yani atalarımız için canını feda ettin.
Bu topraklar üzerinde çok TÜRK kanı aktı. Çünkü burası bizim toprağımız bizim vatanımız. Ne mutlu sana ki sen bu toprakları düşmana dar ettin, cehenneme çevirdin.
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE
İbrahim Alparslan
TÜRKMEN
Ulu, Yüce Kahraman Şehitlerimiz
Sizleri çok özlüyoruz. Sizler gibisi yok, olmayacak olamaz. Bu nesil sizlere muhtaç. Bu neslin doğru kişilere, doğru nasihatlere, gerçek kahramanlara, askerlere ihtiyacı var. Siz şahadet şerbetini en iyi şekilde içtiniz. Biz şahadet şerbetinin tadını tatmak istiyoruz, yaşamak hissetmek istiyoruz ama yapamıyoruz.
Bize Çanakkale’yi anlatın, bize şehit olmayı anlatın, bize Türk olmayı Osmanlı olmayı anlatın. Sizin sayenizde biz buradayız özgürüz. Siz bizim ulaşmaya çalıştığımız refah seviyesine çıkarmaya çalıştığımız, bu ülkenin kurucusu askeri liderlerisiniz. Biz ise sizin kurduğunuz bu güzel ülkeyi memleketi geliştirmeye çalışan ama yapamayan torunlarınızız. Bir işte önemli olan temeli atmaktır. Ondan sonrası kolay. Siz zor olanı başardınız. Fakat biz hâlâ çıkmakta zorlanıyoruz. Şu an bizi görseniz belki de “ Biz bunlar için mi canımızı gözümüzü kırpmadan verdik.” diye yakınırdınız. Siz rahat uyuyun görevinizi fazlasıyla yerine getirdiniz. Ahrette bizlerden şikâyetçi olmayın. İnşallah en kısa sürede ülkemiz en refah ve en Layık düzeye gelecektir.
İbrahim Balta
Sizleri çok özlüyoruz. Sizler gibisi yok, olmayacak olamaz. Bu nesil sizlere muhtaç. Bu neslin doğru kişilere, doğru nasihatlere, gerçek kahramanlara, askerlere ihtiyacı var. Siz şahadet şerbetini en iyi şekilde içtiniz. Biz şahadet şerbetinin tadını tatmak istiyoruz, yaşamak hissetmek istiyoruz ama yapamıyoruz.
Bize Çanakkale’yi anlatın, bize şehit olmayı anlatın, bize Türk olmayı Osmanlı olmayı anlatın. Sizin sayenizde biz buradayız özgürüz. Siz bizim ulaşmaya çalıştığımız refah seviyesine çıkarmaya çalıştığımız, bu ülkenin kurucusu askeri liderlerisiniz. Biz ise sizin kurduğunuz bu güzel ülkeyi memleketi geliştirmeye çalışan ama yapamayan torunlarınızız. Bir işte önemli olan temeli atmaktır. Ondan sonrası kolay. Siz zor olanı başardınız. Fakat biz hâlâ çıkmakta zorlanıyoruz. Şu an bizi görseniz belki de “ Biz bunlar için mi canımızı gözümüzü kırpmadan verdik.” diye yakınırdınız. Siz rahat uyuyun görevinizi fazlasıyla yerine getirdiniz. Ahrette bizlerden şikâyetçi olmayın. İnşallah en kısa sürede ülkemiz en refah ve en Layık düzeye gelecektir.
İbrahim Balta
Ey Şehit Oğlu Şehit Atalarım!
Başta Allah sizi cennetin koyar ve biz torunlanıza şefaat edersiniz inşallah..Ey şehit oğlu şehit atalarım siz bu memleketi kurtarmak ve biz torunlarınıza bırakmak için aç ve susuz kaldınız memleketinizden ayrı düştünüz..Malınızı ve varlığınızı ve her şeyiniz olan canınızı verdiniz.Ailenizden ölürsem şehit kalırsam gazi olurum diyerek ayrıldınız.Yavuklunuzu nişanlınızı babanızı ve sizden başka kimsesi olmayan annenizi geride bırakıp bu vatan için bu din için gidip cephede aç susuz savaştınız. Hepsi iyi bir gelecek, geleceğe bağımsızlığını vermek için canlarınızdan vazgeçtiniz.
Bunları yazarken üzülüyorum. Çünkü her şeyinizden vazgeçerken sizin adınız geçtiğinde bir Fatiha okuyamayacak seviyeye düştük. Siz islamı güzel bir şekilde yaşayıp şehitlik mertebesine ulaştınız. Ama şimdi sizin arkanızdan bir Fatiha okuyun desek Fatiha ne diye soran bazı insanlar çıkacak. İşte bir size bakın birde bize , siz şehitlik mertebesine ulaşmışsınız ve biz bir Fatiha suresini bile bilmiyoruz.
Biz sizin hakkınızı nasıl ödeyeceğiz bunu düşündükçe insan çıldıracak gibi oluyor. Çünkü siz 250 BİN atamız canınızı bizim için vermişsiniz. Biz şimdi istiklal marşı okunurken elimiz cebimizde duruyoruz.
Ellerinizden öpüyorum ve Allah’tan sizin bize şefaatçiniz olmanızı niyaz ediyorum! Ben sizlerden helallik istiyorum. Hakkınızı helal edin ve mezarlarınızda rahat uyumanızı diliyorum.
İBRAHİM ÇELİK
Başta Allah sizi cennetin koyar ve biz torunlanıza şefaat edersiniz inşallah..Ey şehit oğlu şehit atalarım siz bu memleketi kurtarmak ve biz torunlarınıza bırakmak için aç ve susuz kaldınız memleketinizden ayrı düştünüz..Malınızı ve varlığınızı ve her şeyiniz olan canınızı verdiniz.Ailenizden ölürsem şehit kalırsam gazi olurum diyerek ayrıldınız.Yavuklunuzu nişanlınızı babanızı ve sizden başka kimsesi olmayan annenizi geride bırakıp bu vatan için bu din için gidip cephede aç susuz savaştınız. Hepsi iyi bir gelecek, geleceğe bağımsızlığını vermek için canlarınızdan vazgeçtiniz.
Bunları yazarken üzülüyorum. Çünkü her şeyinizden vazgeçerken sizin adınız geçtiğinde bir Fatiha okuyamayacak seviyeye düştük. Siz islamı güzel bir şekilde yaşayıp şehitlik mertebesine ulaştınız. Ama şimdi sizin arkanızdan bir Fatiha okuyun desek Fatiha ne diye soran bazı insanlar çıkacak. İşte bir size bakın birde bize , siz şehitlik mertebesine ulaşmışsınız ve biz bir Fatiha suresini bile bilmiyoruz.
Biz sizin hakkınızı nasıl ödeyeceğiz bunu düşündükçe insan çıldıracak gibi oluyor. Çünkü siz 250 BİN atamız canınızı bizim için vermişsiniz. Biz şimdi istiklal marşı okunurken elimiz cebimizde duruyoruz.
Ellerinizden öpüyorum ve Allah’tan sizin bize şefaatçiniz olmanızı niyaz ediyorum! Ben sizlerden helallik istiyorum. Hakkınızı helal edin ve mezarlarınızda rahat uyumanızı diliyorum.
İBRAHİM ÇELİK
Ey Çanakkale bekçileri,
Bir olay olduğunda anamızı ilk koruyacak olan babamız, dayımız, amcamız, biz yani
Çocukları oluruz. Eğer vatan bizim anamızsa ve onu zor gününde koruyan onun çocuğu, dayısı, amcası, babasıysa Çanakkale’de o zor, çetin şartlar altında can verme pahasına vatanı koruyan siz aziz şehitlerimiz bu vatanın çocukları, dayıları, babalarısınız. Kısacası bizim atamız damarlarımızdaki asil kanın kurtarıcılarısınız.
Çanakkale’deki o zor ve çetin şartlar altında vatan anayı koruyan siz şehitlerimize sonsuz teşekkürlerimi bildirmekten gurur duyarım. Ama ne yazık ki bize verdiğiniz, daha doğrusu emanet ettiğiniz bu vatanı layıkıyla koruyup kollayamıyoruz. Daha doğrusu aramızda kollamayanlar, korumayanlar var. Herkes böyle desek yalan olur. Sizden sonra bu topraklarda bu vatanda çok şey değişti. Zamanında sizinle savaşıp canınıza kast eden düşmanlarımıza yalakalık yapar hale geldik. Örneğin; AB’ye girmek için çok tavizler verdik ve halende giremedik. Bence daha da giremeyeceğiz. O eski uyanıklığımızı, cesaretimizi uyandırmak için başımıza bir felaketin gelmesini bekler olduk adeta. Selam verip selamın alınmadığı uzatılan bir ele elin verilmediği, “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” düşüncesinin hâkim olduğu berbat bir zaman diliminin içerisindeyiz. Biz sizler gibi birlik olup omuz omuza bunlarla savaşamıyoruz. Ama biliyoruz ki her TÜRK’ ün yüreğinde kocaman bir aslan yatar. Aslanın harekete geçmesi için uyanması gerekir. İşte biz bu aslanın uyanması için bir uyarıcı bir düşman bekler olduk. Hani Oğuz Kağan diyor ya “ Tanrı Türk milletini rahata alıştırmasın” biz rahata alışmaya başladık. Rahat yaşayan bir toplum her an saldırıya açık bir karakol gibidir. Her an düşmeye hazırdır. Eğer karakolun içinde birkaç asker önce uyanırda saldırıyı fark ederse yani rahatını bozarsa o karakolun düşmesi çok zordur.
Vatanı karakola benzetirsek saldırılardan korunmak için rahatını bozacak fedailere daima ihtiyaç olacaktır. İşte sizin zamanınızda bu görevi siz yaptınız. Allah’ın izniyle biz bu görevi sizlerden devraldık. Görevimizi yapmak için Türkülüğü eskisi gibi güçlü olmak için değil rahatımızdan biz bu vatan için canımızdan seve seve vazgeçmeye hazırız. Allah yüzümüzü kara çıkarmasın.
Sizlere hayran olan Mehmet…
Mehmet DOĞRU
Bir olay olduğunda anamızı ilk koruyacak olan babamız, dayımız, amcamız, biz yani
Çocukları oluruz. Eğer vatan bizim anamızsa ve onu zor gününde koruyan onun çocuğu, dayısı, amcası, babasıysa Çanakkale’de o zor, çetin şartlar altında can verme pahasına vatanı koruyan siz aziz şehitlerimiz bu vatanın çocukları, dayıları, babalarısınız. Kısacası bizim atamız damarlarımızdaki asil kanın kurtarıcılarısınız.
Çanakkale’deki o zor ve çetin şartlar altında vatan anayı koruyan siz şehitlerimize sonsuz teşekkürlerimi bildirmekten gurur duyarım. Ama ne yazık ki bize verdiğiniz, daha doğrusu emanet ettiğiniz bu vatanı layıkıyla koruyup kollayamıyoruz. Daha doğrusu aramızda kollamayanlar, korumayanlar var. Herkes böyle desek yalan olur. Sizden sonra bu topraklarda bu vatanda çok şey değişti. Zamanında sizinle savaşıp canınıza kast eden düşmanlarımıza yalakalık yapar hale geldik. Örneğin; AB’ye girmek için çok tavizler verdik ve halende giremedik. Bence daha da giremeyeceğiz. O eski uyanıklığımızı, cesaretimizi uyandırmak için başımıza bir felaketin gelmesini bekler olduk adeta. Selam verip selamın alınmadığı uzatılan bir ele elin verilmediği, “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” düşüncesinin hâkim olduğu berbat bir zaman diliminin içerisindeyiz. Biz sizler gibi birlik olup omuz omuza bunlarla savaşamıyoruz. Ama biliyoruz ki her TÜRK’ ün yüreğinde kocaman bir aslan yatar. Aslanın harekete geçmesi için uyanması gerekir. İşte biz bu aslanın uyanması için bir uyarıcı bir düşman bekler olduk. Hani Oğuz Kağan diyor ya “ Tanrı Türk milletini rahata alıştırmasın” biz rahata alışmaya başladık. Rahat yaşayan bir toplum her an saldırıya açık bir karakol gibidir. Her an düşmeye hazırdır. Eğer karakolun içinde birkaç asker önce uyanırda saldırıyı fark ederse yani rahatını bozarsa o karakolun düşmesi çok zordur.
Vatanı karakola benzetirsek saldırılardan korunmak için rahatını bozacak fedailere daima ihtiyaç olacaktır. İşte sizin zamanınızda bu görevi siz yaptınız. Allah’ın izniyle biz bu görevi sizlerden devraldık. Görevimizi yapmak için Türkülüğü eskisi gibi güçlü olmak için değil rahatımızdan biz bu vatan için canımızdan seve seve vazgeçmeye hazırız. Allah yüzümüzü kara çıkarmasın.
Sizlere hayran olan Mehmet…
Mehmet DOĞRU
Sevgili Kahramanlarım; Sizi her yıl saygıyla anıyor ve hatırlıyoruz. O günün şartları ve zorlukları nasıldı ve nasıl gidiyordu bilmiyoruz ama izlediğimiz videolarda ve ölen insan rakamlarına baktığımızda günümüz şartlarına göre sanki farklı bir dünyada yaşamış gibisiniz. Siz bunları başararak 5/10 ülkeyle tek başınıza azimle, inançla, Allah yardımıyla kazandınız. Kazandığınız bu vatanı korumak bize düşer. Bizim yaşadığımız bölgelerde vatan sevgisi ve koruma duygusu her gençte var ama batı ülkelerine yakın olan bölgelerde ki genç beyinler için aynısını söyleyemem. Çok değişti onlar abi kardeş kavgası, karı koca kavgası ve bunlardan doğan ölümler çok fazla. Aslında içim yansa da genç canların gitmesine dünya güzeli annelerin nur dolu gözyaşlarına elimden bir şey gelmiyor. Sadece diken diken tüylerle belki birkaç göz damlacığıyla geçiyor haberin ardından. Yinede faydam dokunuyor gibi hissediyorum. Bir söz gelince aklıma kimin söylediğini de bilmiyorum ama o sözü de yazayım size; elimden bir şey gelmiyorsa bile kalbinle iste, ben de kalbimle istiyorum. Herkes mutlu bir şekilde yaşayıp vatanımızın en gelişmiş bir ülke konumunda olmasına bunun için çalışıyorum derslerime. Sıkı sıkı inanmıyorum bir gün bu olacak herkes kardeş olacak. Bunları yazarken bile tüylerim diken diken oldu. Sizin gözünüz arkada kalmasın sahip çıkarız biz vatanımıza…
MURAT BEKTAŞ
MURAT BEKTAŞ
ŞEHİDİM…
Çanakkale herkesin bildiği ama asla için de yasayamadığı bir destan. Beklide en gerçekçi en acılı en soylu destanımız Çanakkale destanı. Birbirinden yiğit birbirinden kahraman gençlerimizin çocuklarımızın daha hayata gözlerini açmadan kendilerini Çanakkale topraklarında buldukları o destan. Gençler çocuklar diyorum çünkü onlar daha on beşine gelmemiş küçükler. Onlar bu vatan için hayatın en güzel döneminde bizim gibi oyun parkları yerine kendilerini savaş meydanında bulmuşlar. Onlar bizler gibi bizler gibi akşama neyli pasta yesem diye düşünmeyip savaş meydanında aç karnına kurşundan nasıl kurtulurum diye düşünmüşler. Onlar bizim için bu vatan için bu ezan için savaşmışlar can vermişler. Şimdi düşünüyorum biz onlar için ne yapıyoruz. Aslında hiçbir şey. Şimdi seslenişim sana şehidim
Gitme ey yolcu ,beraber oturup ağlaşalım
Elemim bir yüreğin karı değil,paylaşalım
Ne yapsın ya’simi kahreyleyeyim bilmemki!
Öyle dehşetli muhitimde döner matem ki
Ah karşım da vatan namına bir Kabristan
Yatıyor şimdi….nasıl yerlere geçmez insan..
M. Akif ERSOY
Belkide herkes sizin gibi olmayabilir en azından siz şehitlerimize saygı göstersinler.Siz gözünüzü kırpmadan savaşırken sizin yaptıklarınızın hatırına 1 dakikalık saygı duruşuna dayanamıyorlar.Banane deyip sırt çeviriyorlar.Keşke bu nesilde 99.yıl önce o cephede yaşasaydı diyorum yaşasaydı da görseydi vatan için nasıl savaşılır, vatan için savaşmak neyse vatan nasıl sevilir vatana nasıl sahip çıkılır görselerdi ...
MUSTAFA ÖZEN
Çanakkale herkesin bildiği ama asla için de yasayamadığı bir destan. Beklide en gerçekçi en acılı en soylu destanımız Çanakkale destanı. Birbirinden yiğit birbirinden kahraman gençlerimizin çocuklarımızın daha hayata gözlerini açmadan kendilerini Çanakkale topraklarında buldukları o destan. Gençler çocuklar diyorum çünkü onlar daha on beşine gelmemiş küçükler. Onlar bu vatan için hayatın en güzel döneminde bizim gibi oyun parkları yerine kendilerini savaş meydanında bulmuşlar. Onlar bizler gibi bizler gibi akşama neyli pasta yesem diye düşünmeyip savaş meydanında aç karnına kurşundan nasıl kurtulurum diye düşünmüşler. Onlar bizim için bu vatan için bu ezan için savaşmışlar can vermişler. Şimdi düşünüyorum biz onlar için ne yapıyoruz. Aslında hiçbir şey. Şimdi seslenişim sana şehidim
Gitme ey yolcu ,beraber oturup ağlaşalım
Elemim bir yüreğin karı değil,paylaşalım
Ne yapsın ya’simi kahreyleyeyim bilmemki!
Öyle dehşetli muhitimde döner matem ki
Ah karşım da vatan namına bir Kabristan
Yatıyor şimdi….nasıl yerlere geçmez insan..
M. Akif ERSOY
Belkide herkes sizin gibi olmayabilir en azından siz şehitlerimize saygı göstersinler.Siz gözünüzü kırpmadan savaşırken sizin yaptıklarınızın hatırına 1 dakikalık saygı duruşuna dayanamıyorlar.Banane deyip sırt çeviriyorlar.Keşke bu nesilde 99.yıl önce o cephede yaşasaydı diyorum yaşasaydı da görseydi vatan için nasıl savaşılır, vatan için savaşmak neyse vatan nasıl sevilir vatana nasıl sahip çıkılır görselerdi ...
MUSTAFA ÖZEN
Ey ölümsüz kahramanlar,
Siz çok zorlu şartlarda ölümü göze alıp cepheye gittiniz. Düşmanla karşı karşıya geldiğinizde bile hiç tereddüt etmediniz, geri çekilmediniz. İşte biz sizin bu fedakârlığınız ve korkusuzluğunuz sayesinde şimdi bu topraklarda Türk ve Müslüman olarak yaşıyoruz. Eğer ki geri çekilmiş olsaydınız biz belkide köle olarak yaşıyor olabilirdik. Hepsini size borçluyuz. Siz gözünüzü kırpmadan bu vatan uğruna savaştınız ve bu vatanı bize emanet ettiniz. Ama Türk gençliği bu vatana layığınca sahip çıkamıyor artık Türk gençliği bozulmaya başladı. Siz düşmanların Çanakkale’yi geçmesine izin vermediniz, gemilerini Çanakkale boğazına batırdınız ama şimdi serbestçe geçebiliyorlar. Artık kimin tarafını tutacağımızı bilemiyoruz. Şimdiki gençler bu vatanın ne zorluklar altında kazanıldığını unuttu. Türkler özbenliğini kaybetmeye başladı. Ama biz hala buradayız hiçbir şeyden vazgeçmeyeceğiz. Elimizden geldiğince bu vatana sahip çıkacağız. Siz yerinizde rahat uyuyun bu vatan bize emanet. Bize geçmiş olan tüm haklarınızı helal edin.
Onur Işık
Siz çok zorlu şartlarda ölümü göze alıp cepheye gittiniz. Düşmanla karşı karşıya geldiğinizde bile hiç tereddüt etmediniz, geri çekilmediniz. İşte biz sizin bu fedakârlığınız ve korkusuzluğunuz sayesinde şimdi bu topraklarda Türk ve Müslüman olarak yaşıyoruz. Eğer ki geri çekilmiş olsaydınız biz belkide köle olarak yaşıyor olabilirdik. Hepsini size borçluyuz. Siz gözünüzü kırpmadan bu vatan uğruna savaştınız ve bu vatanı bize emanet ettiniz. Ama Türk gençliği bu vatana layığınca sahip çıkamıyor artık Türk gençliği bozulmaya başladı. Siz düşmanların Çanakkale’yi geçmesine izin vermediniz, gemilerini Çanakkale boğazına batırdınız ama şimdi serbestçe geçebiliyorlar. Artık kimin tarafını tutacağımızı bilemiyoruz. Şimdiki gençler bu vatanın ne zorluklar altında kazanıldığını unuttu. Türkler özbenliğini kaybetmeye başladı. Ama biz hala buradayız hiçbir şeyden vazgeçmeyeceğiz. Elimizden geldiğince bu vatana sahip çıkacağız. Siz yerinizde rahat uyuyun bu vatan bize emanet. Bize geçmiş olan tüm haklarınızı helal edin.
Onur Işık
Ey şanlı askerim,
Sizin gibi vatanını, milletini, toprağını koruyan asker yetiştiren anneler babalar ne mutlu. Siz ne yüce askerlersiniz. Ananızı ,babanızı gözü yaşlı bıraktıklarınızı düşünmeden cepheye savaşmaya gelen şanlı askerler.Keşke bende küçük yaşta değilde büyük büyük olsaydım sizlerle birlikte savaşsaydım ahhh o zamanlar nerde.Bende sizin gibi şanlı bir asker olmak isterim .küçüklerde cepheye gelebilir.Ben gelip size mermi taşısam su dağıtsam yardım etsem sizlere iyi olur bence.Sizler korkmayın düşman ne kadar fazla olursa olsun ne kadar güçlü olursa olsun hiçbir zaman sizlerden üstün gelemezler sizleri yenemezler.Sizlerde iman gücü var.sizler ölümsünüz.çünkü şehitler ölmez Size şaşıyorum.Acaba şimdi öyle bir savaş olsa sizin gibi ailelerini sevdiklerini gözü yaşlı bırakıp giden olur mu?Bilmiyorum ben bile kendimden şüpheleniyorum ,utanıyorum kendimden buna böyle bir cesareti gösteremeyenlerinde utanması lazım bence eğer içinde birazcık vatan sevgisi vatan aşkı varsa.Şimdi neler söyleyeceğimi inanın bilmiyorum sizin yaptıklarınız, başardıklarınız karşısında utanmadan bir şey yapmadan sizin yaptıklarınızla övünüyoruz.Sizler yücesiniz.ALLAH sizin gibilerin her zaman yanındadır.Sizin gibiler oldukça bu vatan asla ve asla bölünmez.Kimse bu vatanı bölmeye cesaret bile edemez…
RAMAZAN ÇAKIL
Sizin gibi vatanını, milletini, toprağını koruyan asker yetiştiren anneler babalar ne mutlu. Siz ne yüce askerlersiniz. Ananızı ,babanızı gözü yaşlı bıraktıklarınızı düşünmeden cepheye savaşmaya gelen şanlı askerler.Keşke bende küçük yaşta değilde büyük büyük olsaydım sizlerle birlikte savaşsaydım ahhh o zamanlar nerde.Bende sizin gibi şanlı bir asker olmak isterim .küçüklerde cepheye gelebilir.Ben gelip size mermi taşısam su dağıtsam yardım etsem sizlere iyi olur bence.Sizler korkmayın düşman ne kadar fazla olursa olsun ne kadar güçlü olursa olsun hiçbir zaman sizlerden üstün gelemezler sizleri yenemezler.Sizlerde iman gücü var.sizler ölümsünüz.çünkü şehitler ölmez Size şaşıyorum.Acaba şimdi öyle bir savaş olsa sizin gibi ailelerini sevdiklerini gözü yaşlı bırakıp giden olur mu?Bilmiyorum ben bile kendimden şüpheleniyorum ,utanıyorum kendimden buna böyle bir cesareti gösteremeyenlerinde utanması lazım bence eğer içinde birazcık vatan sevgisi vatan aşkı varsa.Şimdi neler söyleyeceğimi inanın bilmiyorum sizin yaptıklarınız, başardıklarınız karşısında utanmadan bir şey yapmadan sizin yaptıklarınızla övünüyoruz.Sizler yücesiniz.ALLAH sizin gibilerin her zaman yanındadır.Sizin gibiler oldukça bu vatan asla ve asla bölünmez.Kimse bu vatanı bölmeye cesaret bile edemez…
RAMAZAN ÇAKIL
Selamünaleyküm Kahraman Dedelerim
Ben sizin bıraktığınız gelecekte yaşayan torunlarınızdan biriyim. Yattığınız yerde rahat mısınız? Diye soracağım. Sizin cevabınızı tahmin edebiliyorum: Rahat değilim diyeceksiniz, bende böyle derdim.Şimdiki Türklere bakıyorum bir çoğu atasının yolundan şaşmış, aslında sadece Türklerle sınırlandırmamak gerek Türkiye’de yaşayan bir çok millet kendi benliğini yitirmiş durumda Avrupa’ya benzeme akımı başlamış.Şimdiki geleceğin böyle olacağını bilseniz bu kez gelecek kuşaklar için değil sadece o anki Osmanlı devletini korumak ve namusunuzu savunacaktınız.benim yaşadığım zamandaki gençlik kendi hayatındaki o anı
yaşar, gençliğinin tadını çıkarmaya bakar başkalarını veya geleceği düşünmezler. Siz ki 15 yaşındaki bıyığı yeni terlemeye başlamış genciniz sakalına ak düşmeye başlamış yaşlınız omuz omuza verip bu milleti savundunuz, ölüme bile bayama gidercesine gülerek gittiniz ve şahadet şerbetini bir çoğunuz içtiniz. Fakat bizler ise yaptığınız o kahramanlıkların karşılığını henüz veremedik ama bir gün karşılığını vereceğimize inanıyorum.Bu yeni gençliğin
böyle yapmalarından yılmayacağız. Siz ne zorluklarla ne yokluklarla Çanakkale savaşını kazandınız. Bizler ise bu kadar varlıkla bu kadar kolaylık varken sizin gibi olamadık. Ancak sahtekarlığa ve kolay yoldan para kazanma hırsı bürümüş.Artık insanlar için devlet yok gibi sadece kendisi varmış.Bazen düşünüyorum bu insanlık nereye gidiyor aşk işleri almış başını gidiyor bari aşkları gerçek olsa oda yalan.Dedelerim geri gelin bu Türkiye’nin size ihtiyacı var. Ama gelmezsiniz çünkü bir kere şahadet şerbetini içtiniz onun verdiği hazdan nasıl vazgeçersiniz fakat bu gençlik ölüyor Dedelerim ama elden bir şey gelmiyor. Bu işler ne kadar gidecek bilmiyorum, ama tek bir şey biliyorum sizin gibi Kahraman ve yiğit insanlar çıkmadıkça dünya birbirine girecek. Ellerinizden öperim kahraman dedelerim.
Gelecekteki torununuz Salih CEYHAN
Ben sizin bıraktığınız gelecekte yaşayan torunlarınızdan biriyim. Yattığınız yerde rahat mısınız? Diye soracağım. Sizin cevabınızı tahmin edebiliyorum: Rahat değilim diyeceksiniz, bende böyle derdim.Şimdiki Türklere bakıyorum bir çoğu atasının yolundan şaşmış, aslında sadece Türklerle sınırlandırmamak gerek Türkiye’de yaşayan bir çok millet kendi benliğini yitirmiş durumda Avrupa’ya benzeme akımı başlamış.Şimdiki geleceğin böyle olacağını bilseniz bu kez gelecek kuşaklar için değil sadece o anki Osmanlı devletini korumak ve namusunuzu savunacaktınız.benim yaşadığım zamandaki gençlik kendi hayatındaki o anı
yaşar, gençliğinin tadını çıkarmaya bakar başkalarını veya geleceği düşünmezler. Siz ki 15 yaşındaki bıyığı yeni terlemeye başlamış genciniz sakalına ak düşmeye başlamış yaşlınız omuz omuza verip bu milleti savundunuz, ölüme bile bayama gidercesine gülerek gittiniz ve şahadet şerbetini bir çoğunuz içtiniz. Fakat bizler ise yaptığınız o kahramanlıkların karşılığını henüz veremedik ama bir gün karşılığını vereceğimize inanıyorum.Bu yeni gençliğin
böyle yapmalarından yılmayacağız. Siz ne zorluklarla ne yokluklarla Çanakkale savaşını kazandınız. Bizler ise bu kadar varlıkla bu kadar kolaylık varken sizin gibi olamadık. Ancak sahtekarlığa ve kolay yoldan para kazanma hırsı bürümüş.Artık insanlar için devlet yok gibi sadece kendisi varmış.Bazen düşünüyorum bu insanlık nereye gidiyor aşk işleri almış başını gidiyor bari aşkları gerçek olsa oda yalan.Dedelerim geri gelin bu Türkiye’nin size ihtiyacı var. Ama gelmezsiniz çünkü bir kere şahadet şerbetini içtiniz onun verdiği hazdan nasıl vazgeçersiniz fakat bu gençlik ölüyor Dedelerim ama elden bir şey gelmiyor. Bu işler ne kadar gidecek bilmiyorum, ama tek bir şey biliyorum sizin gibi Kahraman ve yiğit insanlar çıkmadıkça dünya birbirine girecek. Ellerinizden öperim kahraman dedelerim.
Gelecekteki torununuz Salih CEYHAN
Ey şehit oğlu şehit,
Bombalar, toplar, kurşunlar yine durmuyor. Uykusuz geçen gecelerin sonu gelmiyor. Belkide açsınız, susuzsunuz ama yinede savaştan dönmüyor, düşmanın iliğine kadar işliyorsunuz. Ölümüne savaşıyorsunuz. Zafere kilitlenmişçesine kendine, milletine, bayrağına güveni tam. Sen şehit oğlu şehitsin.
Mete’nin Çinlileri korkutup Çin seddini yaptırdığı gibi, Avrupa’ya aman dileten Attila gibi,50 bin orduyla 200 bin kişilik orduyu yok eden Alparslan gibi, 2 binle 500 bin haçlı ordusunu Hataya kovalayan Kılıçaslan gibi, 40 çeri ile binlerce kişilik çine karşı duran Kürşad gibi, gemileri karadan yürütüp çağ kapatıp çağ açan Fatih gibi aldınız Çanakkale’yi o şanlı kanınızla, bayrağımızla. Biz böyle bir ecdadın torunlarıyız işte. Belki şimdi onlar yok ama anılarınız ve şanlı kahramanlıklarınız hala yüreğimizde ve hep öyle kalacak. Bende isterim sizinle olmayı, birlikte savaşmayı. Bende isterdim vatanı için aç kalmayı, uykusuz kalmayı. Bende isterdim kahramanca şehit olmayı. O ak alnınızla mezarınızda rahat edin ruhlarınız şad yürekleriniz rahat olsun.
Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.
SELÇUK ÇALIK
Bombalar, toplar, kurşunlar yine durmuyor. Uykusuz geçen gecelerin sonu gelmiyor. Belkide açsınız, susuzsunuz ama yinede savaştan dönmüyor, düşmanın iliğine kadar işliyorsunuz. Ölümüne savaşıyorsunuz. Zafere kilitlenmişçesine kendine, milletine, bayrağına güveni tam. Sen şehit oğlu şehitsin.
Mete’nin Çinlileri korkutup Çin seddini yaptırdığı gibi, Avrupa’ya aman dileten Attila gibi,50 bin orduyla 200 bin kişilik orduyu yok eden Alparslan gibi, 2 binle 500 bin haçlı ordusunu Hataya kovalayan Kılıçaslan gibi, 40 çeri ile binlerce kişilik çine karşı duran Kürşad gibi, gemileri karadan yürütüp çağ kapatıp çağ açan Fatih gibi aldınız Çanakkale’yi o şanlı kanınızla, bayrağımızla. Biz böyle bir ecdadın torunlarıyız işte. Belki şimdi onlar yok ama anılarınız ve şanlı kahramanlıklarınız hala yüreğimizde ve hep öyle kalacak. Bende isterim sizinle olmayı, birlikte savaşmayı. Bende isterdim vatanı için aç kalmayı, uykusuz kalmayı. Bende isterdim kahramanca şehit olmayı. O ak alnınızla mezarınızda rahat edin ruhlarınız şad yürekleriniz rahat olsun.
Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.
SELÇUK ÇALIK
Çanakkale şehitlerine ;
Şuan içimde barındırdıgım binlerce karmaşık duygu var ki bunları nasıl anlatacagımı , kelimelere nasıl dökecegimi bilmiyorum . ama şunu biliyorum ki bir yerlerden başlamam lazım .
Sizler bizim için Çanakkalede gözünüzü kırpmadan gece gündüz , kar kış demeden cesurca savaştınız . kimi zaman açtınız kimi zaman açıktaydınız . ama hiçbir zaman yılmadınız . amacınız vatanınızı korumak , bizlerin rahat etmesini saglamaktı . siz hiçbir zaman amacınızdan , ugrunda canınızı feda ettiginiz vatanınızdan vazgeçmediniz . ama şu da varki , bu kadar çabalarınızın . ugrunda can feda ettikleriniz – vatanınızın kurtulması ugruna geride eşinizi , ailenizi , her şeyinizi bıraktınız – için degecegini sanmıyorum . biz de sizin gibi aynı amaç ve hedef yolundayız fakat bu amaca hainlik eden , vatanını karış karış satan hainlerle mücadele ediyoruz . İnanıyoruz ki bizlerde – sizin kadar olmasak da – elimizden geldigi kadar sizler için , kendimiz için , en önemlisi vatanımız için canımızı feda etmek pahasına savaşacagız . sizlerin , yattıgınız yerde rahat etmeniz , canınızı başa vermediginiz ve bize verdiginiz bu emanate sahip çıkmak için her şeyi göze alıyoruz .
Yattıgınız yer cennet , ruhunuz şad olsun .
Şuan içimde barındırdıgım binlerce karmaşık duygu var ki bunları nasıl anlatacagımı , kelimelere nasıl dökecegimi bilmiyorum . ama şunu biliyorum ki bir yerlerden başlamam lazım .
Sizler bizim için Çanakkalede gözünüzü kırpmadan gece gündüz , kar kış demeden cesurca savaştınız . kimi zaman açtınız kimi zaman açıktaydınız . ama hiçbir zaman yılmadınız . amacınız vatanınızı korumak , bizlerin rahat etmesini saglamaktı . siz hiçbir zaman amacınızdan , ugrunda canınızı feda ettiginiz vatanınızdan vazgeçmediniz . ama şu da varki , bu kadar çabalarınızın . ugrunda can feda ettikleriniz – vatanınızın kurtulması ugruna geride eşinizi , ailenizi , her şeyinizi bıraktınız – için degecegini sanmıyorum . biz de sizin gibi aynı amaç ve hedef yolundayız fakat bu amaca hainlik eden , vatanını karış karış satan hainlerle mücadele ediyoruz . İnanıyoruz ki bizlerde – sizin kadar olmasak da – elimizden geldigi kadar sizler için , kendimiz için , en önemlisi vatanımız için canımızı feda etmek pahasına savaşacagız . sizlerin , yattıgınız yerde rahat etmeniz , canınızı başa vermediginiz ve bize verdiginiz bu emanate sahip çıkmak için her şeyi göze alıyoruz .
Yattıgınız yer cennet , ruhunuz şad olsun .
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE
Merhaba, yurdum için tüm fedakârlıkları yapan hiç tanımadığı ve tanıyamayacağı insanlar için onların şerefi, namusu için Çanakkale`de, Sarıkamış`ta, Bedrin askerleri gibi sonunda ölüm olduğunu bile bile M.Kemal`in önderliğinde ``ALLAHUEKBER``diyerek savaşa giden Mehmetçiğim. Sizleri şu iki üç taneciğe sığdıramıyorum. Mehmetçiğim biz seni görmeden sevdik. Biz sizleri görmeden sizlere bağlandık. Mehmetçiğim böyle diyorum. Ama bir de etrafıma bakıyorum da biz sizlere layık evlatlar, torunlar olamıyoruz. Şöyle bir etrafıma yeniden bakınıyorum da, devleti satanı mı dersin, kardeş kavasına düşeni mi? Dedelerim, o zamanlar siz, Kürt, Türk, Alevi, Sünni, Çerkez demezdiniz. Siz tek bir kelime kullanırdınız``kardeşim``.Ama şimdi şimdi öyle değil. Artık ``biz``kelimesini kullanmıyoruz. Dedelerim sizler şu an bizi görüyor olsaydınız, Çanakkale`ye bizim için yeniden gider miydiniz? Ya da bizler için şehit olduğunuzdan dolayı pişman olur muydunuz? Böyle diyoruz ama cepheye mermi taşıyan, çocuğunun üzerinden battaniyeyi ıslanmaması için merminin üzerini örten nenelerimizi unutmamalıyız. Onların da çok ama çok büyük katkısı var. Ama Seyit Onbaşını`da arka plana atmamalıyız. O 275 kiloluk on kişinin dahi kaldıramayacağı mermiyi tek başına Allah`ın hidayetiyle kaldırdı ve en büyük gemiyi batırdı.250.000 şehidimizin kanı yerde kalmayacaktır. Dedelerim,ninelerim,ruhunuz şad olsun.Gözünüz arkada kalmasın.Savaş olunca kimse gitmese bile bizler gideriz.Tanımadığımız onlarca insan için birkez de biz can veririz.Sarıkamış,Çanakkale bir kez de bizim kanınızı üzerinde kurutur.
ZEHRA ARSLAN
Merhaba, yurdum için tüm fedakârlıkları yapan hiç tanımadığı ve tanıyamayacağı insanlar için onların şerefi, namusu için Çanakkale`de, Sarıkamış`ta, Bedrin askerleri gibi sonunda ölüm olduğunu bile bile M.Kemal`in önderliğinde ``ALLAHUEKBER``diyerek savaşa giden Mehmetçiğim. Sizleri şu iki üç taneciğe sığdıramıyorum. Mehmetçiğim biz seni görmeden sevdik. Biz sizleri görmeden sizlere bağlandık. Mehmetçiğim böyle diyorum. Ama bir de etrafıma bakıyorum da biz sizlere layık evlatlar, torunlar olamıyoruz. Şöyle bir etrafıma yeniden bakınıyorum da, devleti satanı mı dersin, kardeş kavasına düşeni mi? Dedelerim, o zamanlar siz, Kürt, Türk, Alevi, Sünni, Çerkez demezdiniz. Siz tek bir kelime kullanırdınız``kardeşim``.Ama şimdi şimdi öyle değil. Artık ``biz``kelimesini kullanmıyoruz. Dedelerim sizler şu an bizi görüyor olsaydınız, Çanakkale`ye bizim için yeniden gider miydiniz? Ya da bizler için şehit olduğunuzdan dolayı pişman olur muydunuz? Böyle diyoruz ama cepheye mermi taşıyan, çocuğunun üzerinden battaniyeyi ıslanmaması için merminin üzerini örten nenelerimizi unutmamalıyız. Onların da çok ama çok büyük katkısı var. Ama Seyit Onbaşını`da arka plana atmamalıyız. O 275 kiloluk on kişinin dahi kaldıramayacağı mermiyi tek başına Allah`ın hidayetiyle kaldırdı ve en büyük gemiyi batırdı.250.000 şehidimizin kanı yerde kalmayacaktır. Dedelerim,ninelerim,ruhunuz şad olsun.Gözünüz arkada kalmasın.Savaş olunca kimse gitmese bile bizler gideriz.Tanımadığımız onlarca insan için birkez de biz can veririz.Sarıkamış,Çanakkale bir kez de bizim kanınızı üzerinde kurutur.
ZEHRA ARSLAN
ÇANAKKALE DE CANINI VATAN UĞRUNA FEDA EDEN TÜM ŞEHİTLERİMİZE SONSUZ SALAT VE SELAM OLSUN.
Sizi kelimelerle nasıl anlatacağımı, hangi kelimelerin sizin fedakarlığınızı, cesaretinizi,vatanseverliğinizi tam anlamıyla karşılayacağını bilmiyorum.
Siz; vatanınız uğruna gözlerinizi kırpmadan canınızı feda ettiniz,”hubbül vatan minel iman”nidalarıyla arkada bırakıp geldiniz ailenizi, sevdiklerinizi korumaya çalıştınız. Ve biz yeni neslin yaşaması için zorluklarla girdiğiniz mücadeleyi kazanıp bir vatan bıraktınız. Bu yüzden size sonsuz teşekkürlerimizi iletiyorum.
Size layık torunlar olmayı, vatanına layık vatandaşlar olmayı, ailemize-milletimize layık evlat olmayı, öğretmenlerimize layık öğrenci olmayı yüce rabbimden tüm kalbimle istiyorum.
Sizin bıraktığınız bu vatanın gözüm gibi sahip çıkacağıma söz veriyorum.
Siz kanlarınızla bu vatanı aldınız, bizde ezan sesi ile bayrak ile kuran ile bu vatana sahip çıkacağız
Türklerin şanını, cesaretini, başarısını tüm dünyaya duyuracağız.
Size yazılan mektuplarda”Vatana Sahip Çıkılmıyor” cümlesinin yazıldığını biliyorum. Ama ben bu cümlenin size üzeceğini biliyorum ve bu yüzden bardağın diğer tarafı olan “Bıraktığınız Vatanın Evlatları Birçok İcat Yaptı, Gelişmeler kaydetti, ezan sesi vatanımızsan eksik olmuyor. Bunların bilincindeyiz ve vatanımızı canımız pahasına koruyacağız”diyorum.
Sizi bize unutturmayan, vatan aşığı ”GÖKHAN HOCA’YA” teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
Vatanı uğruna çalışan, Çanakkale’de şehit olan tüm vatan severlerimize Allahtan rahmet diliyorum.
VATANIMIZ UĞRUNA HERŞEYİMİZ FEDA OLSUN.
NAVRUZ ÇAYLI
Sizi kelimelerle nasıl anlatacağımı, hangi kelimelerin sizin fedakarlığınızı, cesaretinizi,vatanseverliğinizi tam anlamıyla karşılayacağını bilmiyorum.
Siz; vatanınız uğruna gözlerinizi kırpmadan canınızı feda ettiniz,”hubbül vatan minel iman”nidalarıyla arkada bırakıp geldiniz ailenizi, sevdiklerinizi korumaya çalıştınız. Ve biz yeni neslin yaşaması için zorluklarla girdiğiniz mücadeleyi kazanıp bir vatan bıraktınız. Bu yüzden size sonsuz teşekkürlerimizi iletiyorum.
Size layık torunlar olmayı, vatanına layık vatandaşlar olmayı, ailemize-milletimize layık evlat olmayı, öğretmenlerimize layık öğrenci olmayı yüce rabbimden tüm kalbimle istiyorum.
Sizin bıraktığınız bu vatanın gözüm gibi sahip çıkacağıma söz veriyorum.
Siz kanlarınızla bu vatanı aldınız, bizde ezan sesi ile bayrak ile kuran ile bu vatana sahip çıkacağız
Türklerin şanını, cesaretini, başarısını tüm dünyaya duyuracağız.
Size yazılan mektuplarda”Vatana Sahip Çıkılmıyor” cümlesinin yazıldığını biliyorum. Ama ben bu cümlenin size üzeceğini biliyorum ve bu yüzden bardağın diğer tarafı olan “Bıraktığınız Vatanın Evlatları Birçok İcat Yaptı, Gelişmeler kaydetti, ezan sesi vatanımızsan eksik olmuyor. Bunların bilincindeyiz ve vatanımızı canımız pahasına koruyacağız”diyorum.
Sizi bize unutturmayan, vatan aşığı ”GÖKHAN HOCA’YA” teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
Vatanı uğruna çalışan, Çanakkale’de şehit olan tüm vatan severlerimize Allahtan rahmet diliyorum.
VATANIMIZ UĞRUNA HERŞEYİMİZ FEDA OLSUN.
NAVRUZ ÇAYLI
Selam olsun Aziz Şehitlerim,
Birkaç yıkık ve dökük kelimeyle, uğrunda canınızı verdiğiniz hatıranız hakkında konuşabilir miyim, konuşamaz mıyım bilemeyeceğim. Bildiğim bir şey varsa o da vefalı olmak, sana layık torunlar arasında olmak. Geçmişini hatırlamak… Kahramanca verdiğin mücadeleden ders çıkarma.
Halinizi hatırınızı sormayacağım çünkü biliyorum ki kemikleriniz sızlıyor. Siz orada kürdü, Çerkez’i, Alevi’si, Sünni’si omuz omuza gözünüzü kırpmadan ölüme gittiniz. Âmâ bugün oyuna gelipte “Sen Çerkez’sin, sen alevisin” diyenler yok mu? Onlara acıyorum sadece acıyorum. Allah onlara aklını kullanmalarını sağlar inşallah. Bu ayrımı yapanların çoğu Müslümanım diyor.Peki, onlar bu anlatacağım hikâyeyi bilmiyorlar mı?
Bir keresinde Hz. Ebu Zer ile Hz. Bilal-i Habeşî arasında bir tartışma çıkmıştı. Tartışma ilerlediğinde Ebu Zer, gerçek niyeti öyle olmasa bile, bir anlık kızgınlıkla, Bilal-i Habeşî’ye “kara kadının oğlu” diyerek ithamda bulunmuştu. Hz. Bilal, Habeşistan kökenli siyahi bir mümindi. Kendisinin ırkından ve renginden dolayı kınanması, itham edilmesi ağırına gitmişti. Bu olaydan Peygamberimizin haberi oldu. Ebu Zer’e hitaben; “Sende cahiliye âdetleri görüyorum” diyerek, yaptığı şeyin hatalı olduğunu ve kardeşini bu şekilde incitmemesi gerektiğini ona hatırlattı. O da Bilal’den güzel bir şekilde özür diledi. Peki ya bu ayeti?
Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, ona karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır” (Hucurât suresi, 13). Yüce Allah bu ayette, bütün insanların bir anadan ve bir babadan; Hz. Âdem ile Havva'dan yaratılmış olduklarını belirtir. Bu sebeple, ırk ve soy yönünden, zenginlik ve sosyal statü bakımından insanların birbirlerinden üstün olamayacaklarını hatırlatır. Dediğim gibi büyük bir oyuna geliyorlar. Hiç kimse sizin gibi olamaz. Bugün bende dâhil büyük bir çoğunluk yemek seçiyor. Âmâ siz sadece kuru ekmeğe şükrediyordunuz.
Yapıp ettikleriniz için neler desem az gelecek. Bakalım şairimizin şiiri anlatabilecek mi ki o büyük mertliğini, kahramanlığınızı…
“ Sen ki, İslam’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, a’sâra gömülsen taşacaksın… Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât…
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana aguşunu açmış duruyor Peygamber.”
Mehmet Akif Ersoy
Cilt cilt yazsamda sizin yaptıklarınızı yine de az kalır şehitlerim. Ne kadar kemiklerinizi sızlatanlar olsa da sizleri mutlu edecek çok ama çok gençler var. Ölene kadar sana layık bir torun olmaya söz veriyorum. Rahat uyuyun Aziz Şehitlerim!
Torunun
Furkan Tüylü
Birkaç yıkık ve dökük kelimeyle, uğrunda canınızı verdiğiniz hatıranız hakkında konuşabilir miyim, konuşamaz mıyım bilemeyeceğim. Bildiğim bir şey varsa o da vefalı olmak, sana layık torunlar arasında olmak. Geçmişini hatırlamak… Kahramanca verdiğin mücadeleden ders çıkarma.
Halinizi hatırınızı sormayacağım çünkü biliyorum ki kemikleriniz sızlıyor. Siz orada kürdü, Çerkez’i, Alevi’si, Sünni’si omuz omuza gözünüzü kırpmadan ölüme gittiniz. Âmâ bugün oyuna gelipte “Sen Çerkez’sin, sen alevisin” diyenler yok mu? Onlara acıyorum sadece acıyorum. Allah onlara aklını kullanmalarını sağlar inşallah. Bu ayrımı yapanların çoğu Müslümanım diyor.Peki, onlar bu anlatacağım hikâyeyi bilmiyorlar mı?
Bir keresinde Hz. Ebu Zer ile Hz. Bilal-i Habeşî arasında bir tartışma çıkmıştı. Tartışma ilerlediğinde Ebu Zer, gerçek niyeti öyle olmasa bile, bir anlık kızgınlıkla, Bilal-i Habeşî’ye “kara kadının oğlu” diyerek ithamda bulunmuştu. Hz. Bilal, Habeşistan kökenli siyahi bir mümindi. Kendisinin ırkından ve renginden dolayı kınanması, itham edilmesi ağırına gitmişti. Bu olaydan Peygamberimizin haberi oldu. Ebu Zer’e hitaben; “Sende cahiliye âdetleri görüyorum” diyerek, yaptığı şeyin hatalı olduğunu ve kardeşini bu şekilde incitmemesi gerektiğini ona hatırlattı. O da Bilal’den güzel bir şekilde özür diledi. Peki ya bu ayeti?
Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, ona karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır” (Hucurât suresi, 13). Yüce Allah bu ayette, bütün insanların bir anadan ve bir babadan; Hz. Âdem ile Havva'dan yaratılmış olduklarını belirtir. Bu sebeple, ırk ve soy yönünden, zenginlik ve sosyal statü bakımından insanların birbirlerinden üstün olamayacaklarını hatırlatır. Dediğim gibi büyük bir oyuna geliyorlar. Hiç kimse sizin gibi olamaz. Bugün bende dâhil büyük bir çoğunluk yemek seçiyor. Âmâ siz sadece kuru ekmeğe şükrediyordunuz.
Yapıp ettikleriniz için neler desem az gelecek. Bakalım şairimizin şiiri anlatabilecek mi ki o büyük mertliğini, kahramanlığınızı…
“ Sen ki, İslam’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, a’sâra gömülsen taşacaksın… Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât…
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana aguşunu açmış duruyor Peygamber.”
Mehmet Akif Ersoy
Cilt cilt yazsamda sizin yaptıklarınızı yine de az kalır şehitlerim. Ne kadar kemiklerinizi sızlatanlar olsa da sizleri mutlu edecek çok ama çok gençler var. Ölene kadar sana layık bir torun olmaya söz veriyorum. Rahat uyuyun Aziz Şehitlerim!
Torunun
Furkan Tüylü
Sevgili Atalarım,
İlk önce size kendimi tanıtmak istiyorum. Benim adım Arif şuan lise 2.sınıfa gidiyorum.şuanda sizin temelini attığınız bu güzel ülkeye bakıyorum.zamanında birçok ülkenin bu vatanı ele geçirme isteğini anlıyorum ülkemiz uzaydan bakılınca sanki dünyanın merkezi gibi görünüyor.o zamanlar nasıl odluda bu cennet vatanı aldık.Nasıl o kadar az kişiyle tüm dünyaya karşı geldiniz bir türlü aklım almıyor fakat düşünüyorum ki bu savaş Allahın hikmetlerinde biri olsa gerek bu da bana şu atasözünü çağrıştırıyor ‘’kul sıkışmayınca Hızır yetişmez’’ ve Çanakkale ile ilgili bir çok olaya baktığımızda o hikmetler kendini belli ediyor atalarım siz bu vatanın her toprağına o tertemiz kanlarınızla sırf bu vatan bölünmesin bizden sonraki nesil zorluk çekmesin diye bu cennet vatanı bize hediye ettiniz.Bize çok büyük bir gönül borcu bıraktınız size bu gönül borcunu nasıl ödeyeceğiz bilemiyorum.Size yapılacak en güzel şeyin dua etmek kanısına vardım ve günümüze baktığımızda atalarım size pek güzel şeyler getirdim denilemez çünkü bizim içimize sebebini bilmediğim kötü nifaklar katıldı.Mesela şu an savaş olsa yetmiş altı milyon kişiden en fazla 35 milyon kişi katılırım der.Savaş anında ise hiç yok denecek kadar azalır.Acaba bize ne oldu diye devamlı kendi içimden geçiriyorum fakat bir türlü sonuca ulaşamıyorum.Bu durumu tekrar eski haline getirecek tek yolun yine dua etmek kanısına vardım.Sevgili atalarım size söz veriyorum bu cennet vatanı asla başkalarının ellerine düşürmeyeceğim.Kimseye bu vatanın o güzelliklerini bize kök söktürmeden tattırmayacağım.Atalarım şimdi o zaman ki o ruha dayanıklılığa şefkate ve vatan sevgisine bakıyorum.İnşallah o güzellikler tekrarda bize döner.Bu vatan uğrunda canlarını feda etmiş siz Çanakkale şehitlerine elveda deme vakti geldi.Sizin o Çanakkale’de ki başarınız takdire şayan inşallah o benlik sizin nesliniz olan bize geri döner.Bunu başarmak içinde o güzel benliği ilk önce kendimden başlayıp sonra çevreme aşılayacağım
ELVEDA
ARİF KANAT
İlk önce size kendimi tanıtmak istiyorum. Benim adım Arif şuan lise 2.sınıfa gidiyorum.şuanda sizin temelini attığınız bu güzel ülkeye bakıyorum.zamanında birçok ülkenin bu vatanı ele geçirme isteğini anlıyorum ülkemiz uzaydan bakılınca sanki dünyanın merkezi gibi görünüyor.o zamanlar nasıl odluda bu cennet vatanı aldık.Nasıl o kadar az kişiyle tüm dünyaya karşı geldiniz bir türlü aklım almıyor fakat düşünüyorum ki bu savaş Allahın hikmetlerinde biri olsa gerek bu da bana şu atasözünü çağrıştırıyor ‘’kul sıkışmayınca Hızır yetişmez’’ ve Çanakkale ile ilgili bir çok olaya baktığımızda o hikmetler kendini belli ediyor atalarım siz bu vatanın her toprağına o tertemiz kanlarınızla sırf bu vatan bölünmesin bizden sonraki nesil zorluk çekmesin diye bu cennet vatanı bize hediye ettiniz.Bize çok büyük bir gönül borcu bıraktınız size bu gönül borcunu nasıl ödeyeceğiz bilemiyorum.Size yapılacak en güzel şeyin dua etmek kanısına vardım ve günümüze baktığımızda atalarım size pek güzel şeyler getirdim denilemez çünkü bizim içimize sebebini bilmediğim kötü nifaklar katıldı.Mesela şu an savaş olsa yetmiş altı milyon kişiden en fazla 35 milyon kişi katılırım der.Savaş anında ise hiç yok denecek kadar azalır.Acaba bize ne oldu diye devamlı kendi içimden geçiriyorum fakat bir türlü sonuca ulaşamıyorum.Bu durumu tekrar eski haline getirecek tek yolun yine dua etmek kanısına vardım.Sevgili atalarım size söz veriyorum bu cennet vatanı asla başkalarının ellerine düşürmeyeceğim.Kimseye bu vatanın o güzelliklerini bize kök söktürmeden tattırmayacağım.Atalarım şimdi o zaman ki o ruha dayanıklılığa şefkate ve vatan sevgisine bakıyorum.İnşallah o güzellikler tekrarda bize döner.Bu vatan uğrunda canlarını feda etmiş siz Çanakkale şehitlerine elveda deme vakti geldi.Sizin o Çanakkale’de ki başarınız takdire şayan inşallah o benlik sizin nesliniz olan bize geri döner.Bunu başarmak içinde o güzel benliği ilk önce kendimden başlayıp sonra çevreme aşılayacağım
ELVEDA
ARİF KANAT
Çanakkale’nin Kahraman Şehidine;
Bu mektubu adını Mehmet olarak andığımız ancak gerçek adını bilmediğimiz, kaç yaşında cepheye gittiğini bilmeden hain düşman ordusuna karşı mertçe savaşan, kahraman Ata’ma minnet duygularımı sunmak için yazıyorum.
Bu yıl Çanakkale zaferinin 99.yılı… Tam 99 yıl önce itilaf devletleri bu vatanın her yerindeydi. Türk milletini kendi vatanını topraklarında köle yapmaya çalışıyorlardı. Ama Türk milleti var olduğu süre boyunca köleliği kabul etmediği gibi yine kabul etmedi. Köle olma hissi on yaşından yetmiş yaşına kadar erkeğiyle kadınıyla herkese ağır gelmişti. Nasıl bir histi ki bu kadar korkusuz oldunuz? Belki daha on beş yaşındaydınız, belki daha okulu bile bitirmeden cepheye gitmiştiniz. Belki de annelerinizi, yaşlı babalarınızı, kız kardeşlerinizi, dedelerinizi, ninelerinizi korumak için kendinizi feda ettiniz. Ayağınızda o soğuklarda sadece çarıklar varken, sofralarınızda sadece kuru ekmek varken iman dolu göğsünüz her savaşın, korkunun üstesinden geliyordu. Cepheye çocuklarını gönderen anneler, kocalarını gönderen kadınlar, torunlarını vatana feda eden dedeler nineler arkadan asla ağlamadılar. Çünkü vatanın kutsallığının, İslam uğruna ölen askerlerin şehit olacağının farkındaydılar. Vatana feda edilen her askerde de Allah aşkı o kadar kuvvetliydi ki onlar şehit olamaya bilerek gidiyordunuz. İtilaf devletlerinin ağır silahları karşısında süngü ile savaşırken ne kadar merttiniz. Her asker ayrı bir kahramandı. Bir mahşere benzeyen cephede her renkte insan vardı. Bu insanlar hep birbirine düşmüştü. Sanki bir kıyamet yaşanıyordu. Akıllara durgunluk veren meydanda ortalık kan gölüne dönmüşken siperler ceset doluyken basılan her yerde cesetler varken sizler nasıl da ölüme koşuyordunuz? Kendilerine o kadar güvene itilaf devletleri beklemedikleri anda yenilgi alınınca, hazinelerinin büyük kısmı tükenince ve Rusya’ya yardım gönderilemeyince neler yaptılar? Bu kadar başarı karşısında Türk milleti nasıl bu kadar serinkanlı davranabildi? Yoksa zaman bu kadar ilerledikçe bu duygular bizde kayboldu mu? Ya da bir felaket bizi yeniden bir araya mı getirir bilemiyoruz. Sizden taarruz değil de ölüm emredildiği zaman yine bu kadar cesurdunuz. Bir an düşündünüz mü ölmeyi yoksa şehitlik mertebesine ulaşmayı dört gözle nasıl beklediniz?
Çanakkale şehitleri bize hala güç veriyor, bize örnek oluyor. Umarım Türk milleti var oldukça değil 99 yıl 1000 yıl geçse yinede sizleri unutmayacağız. Çünkü böyle bir tarihi silmeye, unutmaya kimsenin gücü yetmez.
Tüm Çanakkale şehitleri saygıyla selamlıyorum ve bu aziz vatanı koruyup hatıranıza sahip çıkacağımıza güvenebilirsiniz.
EMİNE KILINÇ
Bu mektubu adını Mehmet olarak andığımız ancak gerçek adını bilmediğimiz, kaç yaşında cepheye gittiğini bilmeden hain düşman ordusuna karşı mertçe savaşan, kahraman Ata’ma minnet duygularımı sunmak için yazıyorum.
Bu yıl Çanakkale zaferinin 99.yılı… Tam 99 yıl önce itilaf devletleri bu vatanın her yerindeydi. Türk milletini kendi vatanını topraklarında köle yapmaya çalışıyorlardı. Ama Türk milleti var olduğu süre boyunca köleliği kabul etmediği gibi yine kabul etmedi. Köle olma hissi on yaşından yetmiş yaşına kadar erkeğiyle kadınıyla herkese ağır gelmişti. Nasıl bir histi ki bu kadar korkusuz oldunuz? Belki daha on beş yaşındaydınız, belki daha okulu bile bitirmeden cepheye gitmiştiniz. Belki de annelerinizi, yaşlı babalarınızı, kız kardeşlerinizi, dedelerinizi, ninelerinizi korumak için kendinizi feda ettiniz. Ayağınızda o soğuklarda sadece çarıklar varken, sofralarınızda sadece kuru ekmek varken iman dolu göğsünüz her savaşın, korkunun üstesinden geliyordu. Cepheye çocuklarını gönderen anneler, kocalarını gönderen kadınlar, torunlarını vatana feda eden dedeler nineler arkadan asla ağlamadılar. Çünkü vatanın kutsallığının, İslam uğruna ölen askerlerin şehit olacağının farkındaydılar. Vatana feda edilen her askerde de Allah aşkı o kadar kuvvetliydi ki onlar şehit olamaya bilerek gidiyordunuz. İtilaf devletlerinin ağır silahları karşısında süngü ile savaşırken ne kadar merttiniz. Her asker ayrı bir kahramandı. Bir mahşere benzeyen cephede her renkte insan vardı. Bu insanlar hep birbirine düşmüştü. Sanki bir kıyamet yaşanıyordu. Akıllara durgunluk veren meydanda ortalık kan gölüne dönmüşken siperler ceset doluyken basılan her yerde cesetler varken sizler nasıl da ölüme koşuyordunuz? Kendilerine o kadar güvene itilaf devletleri beklemedikleri anda yenilgi alınınca, hazinelerinin büyük kısmı tükenince ve Rusya’ya yardım gönderilemeyince neler yaptılar? Bu kadar başarı karşısında Türk milleti nasıl bu kadar serinkanlı davranabildi? Yoksa zaman bu kadar ilerledikçe bu duygular bizde kayboldu mu? Ya da bir felaket bizi yeniden bir araya mı getirir bilemiyoruz. Sizden taarruz değil de ölüm emredildiği zaman yine bu kadar cesurdunuz. Bir an düşündünüz mü ölmeyi yoksa şehitlik mertebesine ulaşmayı dört gözle nasıl beklediniz?
Çanakkale şehitleri bize hala güç veriyor, bize örnek oluyor. Umarım Türk milleti var oldukça değil 99 yıl 1000 yıl geçse yinede sizleri unutmayacağız. Çünkü böyle bir tarihi silmeye, unutmaya kimsenin gücü yetmez.
Tüm Çanakkale şehitleri saygıyla selamlıyorum ve bu aziz vatanı koruyup hatıranıza sahip çıkacağımıza güvenebilirsiniz.
EMİNE KILINÇ
Sevgili Atalarım
Bu mektubu size ne kadar minnettar olduğumu göstermek için yazıyorum.Siz ki bu vatana bir düşman ayağı bastırmamak için 7 den 70 e savaştınız.Hiçbir zaman hiçbir savaştan korkmadınız aksine düşmanlarınızın korkulu rüyası oldunuz öleceğinizi bile bile düşmanların üzerine yürüdünüz her yönden eksiktiniz bu savaşı kazanmak beklide imkansız gibi görünüyordu ama siz öyle bir şeyin olmadığını ortaya canınızı ve yüreğinizi koyarak gösterdiniz.Ben bugün burada serbestçe geziyorsam hepsi sizin sayenizde hakkınızı bu vatana ve millete sahip çıkarak ödeyeceğiz.Bu vatanın hangi şartlarda kazanıldığının hepimiz bilincindeyiz.Hiçbir zaman vefa olmadan başarıya ulaşılamaz siz büyük bir vefa örneği gösterdiniz bizden sonrakiler özgür ve refah içinde yaşasın diye canınızı ortaya koydunuz TÜRK bayrağını hiçbir zaman yere indirtmediniz buna teşebbüs edenleri her zaman cezalandırdınız gemilerden atılan top mermilerine göğsünüzü kalkan olarak koydunuz hepinize çok minnettarız hepinize yaptığınız fedakarlıklar nedeniyle teşekkür ediyoruz kendimle gurur duyuyorum böyle atalarım olduğu için emanetinizi koruyacağız ve bu TÜRK bayrağını her zaman göklerde sallandıracağız.Belki şuan insanlarımız büyük bir gaflet içinde olabilir.Düşmanlarımız sizin zamanınızda bu toprakların savaşılarak alınamayacağını anladılar şuan ise bu planlarını çeşitli yollardan sonuçlandırmak istiyorlar.Gerek sosyal medya gerekse bazı örgütlenmelerle ama unutulmamalıdır ki biz belli etmesekte sizin kanınızı taşıyoruz.Hepimizin içinde bir kahraman yatıyor gerektiği zaman bunu dışarı çıkarmasınıda biliriz.Bundan kimsenin şüphesi olmasın sizin yaptıklarınız anlatılmaz yaşanır iyi ki sizin gibi kahramanların torunlarıyız.Hepinize minnettarız ve hepinize teşekkür ediyoruz.
HÜSEYİN KOCA
Bu mektubu size ne kadar minnettar olduğumu göstermek için yazıyorum.Siz ki bu vatana bir düşman ayağı bastırmamak için 7 den 70 e savaştınız.Hiçbir zaman hiçbir savaştan korkmadınız aksine düşmanlarınızın korkulu rüyası oldunuz öleceğinizi bile bile düşmanların üzerine yürüdünüz her yönden eksiktiniz bu savaşı kazanmak beklide imkansız gibi görünüyordu ama siz öyle bir şeyin olmadığını ortaya canınızı ve yüreğinizi koyarak gösterdiniz.Ben bugün burada serbestçe geziyorsam hepsi sizin sayenizde hakkınızı bu vatana ve millete sahip çıkarak ödeyeceğiz.Bu vatanın hangi şartlarda kazanıldığının hepimiz bilincindeyiz.Hiçbir zaman vefa olmadan başarıya ulaşılamaz siz büyük bir vefa örneği gösterdiniz bizden sonrakiler özgür ve refah içinde yaşasın diye canınızı ortaya koydunuz TÜRK bayrağını hiçbir zaman yere indirtmediniz buna teşebbüs edenleri her zaman cezalandırdınız gemilerden atılan top mermilerine göğsünüzü kalkan olarak koydunuz hepinize çok minnettarız hepinize yaptığınız fedakarlıklar nedeniyle teşekkür ediyoruz kendimle gurur duyuyorum böyle atalarım olduğu için emanetinizi koruyacağız ve bu TÜRK bayrağını her zaman göklerde sallandıracağız.Belki şuan insanlarımız büyük bir gaflet içinde olabilir.Düşmanlarımız sizin zamanınızda bu toprakların savaşılarak alınamayacağını anladılar şuan ise bu planlarını çeşitli yollardan sonuçlandırmak istiyorlar.Gerek sosyal medya gerekse bazı örgütlenmelerle ama unutulmamalıdır ki biz belli etmesekte sizin kanınızı taşıyoruz.Hepimizin içinde bir kahraman yatıyor gerektiği zaman bunu dışarı çıkarmasınıda biliriz.Bundan kimsenin şüphesi olmasın sizin yaptıklarınız anlatılmaz yaşanır iyi ki sizin gibi kahramanların torunlarıyız.Hepinize minnettarız ve hepinize teşekkür ediyoruz.
HÜSEYİN KOCA
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ’NE MEKTUP
Siz değerli şehitlerimiz öncelikle söze başlamadan önce bu vatan için canınızı feda ettiğiniz için çok sağ olun inşallah mekânınız cennet olur. Eğer siz canınızı feda etmeseydiniz biz bağımsız olarak değil yabancı ülkelere bağımlı olarak yaşardık. Böyle mutlu ve huzurlu olamazdık. Ben düşünüyorum da canınızı feda etmeseydiniz bu ülkede ezan sesini duyar mıydık? Rahatça ibadet edebilir miydik? Bu yüzden sizin bu topraklarda akıttığınız kan aslında bizim ve geleceğin gençleri için huzurlu, rahat, iyi bağımsız, özgür bir ortam bırakmak için Çanakkale de ve daha birçok yerde savaşmanızdır. Ve bize emanet ettiğiniz bu bayrağı, bu marşı, bu memleketi sonuna kadar sizin gibi yiğitçe koruyup, her zaman en önde yürütmeye çalışacağız. Bu memleketi diğer ülkelerin eline düşürmeyeceğiz. İçiniz rahat olsun son olarak bu ülkeyi düşman eline bırakmadığınız için ve bu bayrağı her zaman göklerde taşıdığınız için Çanakkale de savaşan tüm kahraman Türk gençlerine çok teşekkür ediyorum. Ve bende sizin gibi bu ülkeyi koruyup yükseltmek için elimden geleni yapacağıma
SÖZ VERİYORUM! Hüseyin Ocak
Siz değerli şehitlerimiz öncelikle söze başlamadan önce bu vatan için canınızı feda ettiğiniz için çok sağ olun inşallah mekânınız cennet olur. Eğer siz canınızı feda etmeseydiniz biz bağımsız olarak değil yabancı ülkelere bağımlı olarak yaşardık. Böyle mutlu ve huzurlu olamazdık. Ben düşünüyorum da canınızı feda etmeseydiniz bu ülkede ezan sesini duyar mıydık? Rahatça ibadet edebilir miydik? Bu yüzden sizin bu topraklarda akıttığınız kan aslında bizim ve geleceğin gençleri için huzurlu, rahat, iyi bağımsız, özgür bir ortam bırakmak için Çanakkale de ve daha birçok yerde savaşmanızdır. Ve bize emanet ettiğiniz bu bayrağı, bu marşı, bu memleketi sonuna kadar sizin gibi yiğitçe koruyup, her zaman en önde yürütmeye çalışacağız. Bu memleketi diğer ülkelerin eline düşürmeyeceğiz. İçiniz rahat olsun son olarak bu ülkeyi düşman eline bırakmadığınız için ve bu bayrağı her zaman göklerde taşıdığınız için Çanakkale de savaşan tüm kahraman Türk gençlerine çok teşekkür ediyorum. Ve bende sizin gibi bu ülkeyi koruyup yükseltmek için elimden geleni yapacağıma
SÖZ VERİYORUM! Hüseyin Ocak
Sevgili asker ağabeylerim,
ben 2014 yılında K.Maraş'ta yaşayan vatan aşığı olan (tabi ki ben öyle düşünüyorum)bir kızım. adım Kezban Göksun Anadolu öğretmen lisesi 10. sınıf öğrencisiyim. bu mektubu başta yazmak istemedim.sırf zorunlu olduğum için yazmayı düşünüyordum. ama yazmak için başına oturduğumda anladım ki olay a tık zorunluluğu aşmış can ata ata yazmak istiyorum artık. aklımda şimşekler çarpmaya başladı.size o kadar minnettarım ki bu güzel vatanı bize emanet ettiğiniz için.sizlere şikayet ediyor gibi görünmek istemiyorum ama bunu yazmazsam içimde kötü bir his oluşacak.bazılarımız vatanı bölmeye çalışıyor.hem de hiç acımadan o kadar ana kuzusunun canına kıydılar ki hangi birini yazayım sözün kısası siz o kadar kendinize o soğuk kış günlerinde daha 15 'ini yeni doldurmuş olanlar daha eli silah tutmaya tutmaya düşmanı "ÇANAKKALE GEÇİLMEZ" diyerek bu güzel vatanımızdan attınız. attınız da bu güzel emaneti sahip çıkmayanlar da var onlar yüzyıllardır kardeş gibi yaşayan bu güzel vatanın torunlarını birbirlerine düşman ettiler. Tıpkı bazılarının "sen senden biraz daha beyazsın" diyerek kardeşleri bile birbirine düşman ettiler. Bu biraz farklı bir konu kabul ediyorum ama yinede bir noktaları aynı ne mi? her ikisinde de kardeşi kardeşe düşman etmek. Sizler orada bir avlun üzerinde yatarken bizler rahat yataklarımızda gecenin ayazına maruz kalmadan sıcak sıcak yatıyoruz sizler bir lokma ekmeği zor bulurken bizler her gün minyonlarca ekmeği çöpe atıyoruz. kim söyler ki bunlar Çanakkalelin çocukları diye. bizlerin burunları koku almaz olmuş tabiri caiz değilse.siz orada kendi canınızı bu vatana helal olsun diye övünç bağırırken bizler burada gözlerimizin önünde eriyip giden vatanımıza bile sahip çıkamıyoruz .
Sözün kısası ;Bu vatana hainlik yapanların cezalarını çekmeleri için elinden geleni yapacağım. En azından onlara vatanlarını canlarından daha çok sevmelerini çünkü bizlerden binlerce değer ama sadece bir vatan değebilir sözünü onlara öğretmeyi düşünüyorum sizlere ve nice ana evledına teşekkür ediyorum.bu arada bunu yazmama vesile olan GÖKHAN hocama da teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
KEZBAN GÖRGÜLÜ
ben 2014 yılında K.Maraş'ta yaşayan vatan aşığı olan (tabi ki ben öyle düşünüyorum)bir kızım. adım Kezban Göksun Anadolu öğretmen lisesi 10. sınıf öğrencisiyim. bu mektubu başta yazmak istemedim.sırf zorunlu olduğum için yazmayı düşünüyordum. ama yazmak için başına oturduğumda anladım ki olay a tık zorunluluğu aşmış can ata ata yazmak istiyorum artık. aklımda şimşekler çarpmaya başladı.size o kadar minnettarım ki bu güzel vatanı bize emanet ettiğiniz için.sizlere şikayet ediyor gibi görünmek istemiyorum ama bunu yazmazsam içimde kötü bir his oluşacak.bazılarımız vatanı bölmeye çalışıyor.hem de hiç acımadan o kadar ana kuzusunun canına kıydılar ki hangi birini yazayım sözün kısası siz o kadar kendinize o soğuk kış günlerinde daha 15 'ini yeni doldurmuş olanlar daha eli silah tutmaya tutmaya düşmanı "ÇANAKKALE GEÇİLMEZ" diyerek bu güzel vatanımızdan attınız. attınız da bu güzel emaneti sahip çıkmayanlar da var onlar yüzyıllardır kardeş gibi yaşayan bu güzel vatanın torunlarını birbirlerine düşman ettiler. Tıpkı bazılarının "sen senden biraz daha beyazsın" diyerek kardeşleri bile birbirine düşman ettiler. Bu biraz farklı bir konu kabul ediyorum ama yinede bir noktaları aynı ne mi? her ikisinde de kardeşi kardeşe düşman etmek. Sizler orada bir avlun üzerinde yatarken bizler rahat yataklarımızda gecenin ayazına maruz kalmadan sıcak sıcak yatıyoruz sizler bir lokma ekmeği zor bulurken bizler her gün minyonlarca ekmeği çöpe atıyoruz. kim söyler ki bunlar Çanakkalelin çocukları diye. bizlerin burunları koku almaz olmuş tabiri caiz değilse.siz orada kendi canınızı bu vatana helal olsun diye övünç bağırırken bizler burada gözlerimizin önünde eriyip giden vatanımıza bile sahip çıkamıyoruz .
Sözün kısası ;Bu vatana hainlik yapanların cezalarını çekmeleri için elinden geleni yapacağım. En azından onlara vatanlarını canlarından daha çok sevmelerini çünkü bizlerden binlerce değer ama sadece bir vatan değebilir sözünü onlara öğretmeyi düşünüyorum sizlere ve nice ana evledına teşekkür ediyorum.bu arada bunu yazmama vesile olan GÖKHAN hocama da teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
KEZBAN GÖRGÜLÜ
Şanlı Şehitlerim,
Öncelikle Çanakkale’de bizim için canını feda eden tüm şehitlerimizin ruhu şad mekânı cennet olsun.
Sizler orda bizim için hayatlarınızı feda ettiniz. Bizim size borcumuz var bu borcu ödemek için elimizden geleni yapacağız. Ama şuan Türkiye’ye bakıyorum da. Çanakkale döneminde ki iman çoğu kişide yok. Herkes yalan söylüyor. Doğru dürüst kimse yok. O yüzden bende dâhil olmak üzere sizin hakkınızı ödeyecek çok az kişi vardır herhalde. Sizler Çanakkale’de yemek bile bulamazken şimdikiler yemekleri bile beğenmiyor. Sizler eşinizi, çocuğunuzu kısacası ailenizi bırakıp gönüllü olarak Çanakkale ye gittiniz. Şimdi ise zorunlu askerlik olduğu halde zengin insanların çocukları askere bile gitmiyor. Bence onlar sizin borcunuzu asla ödeyemezler. Şuan savaş çıksa gönüllü gidecek çok az kişi vardır. Bu yüzden herkes sizi örnek almalı, sizin hakkınızı ödemek için her şeyi yapmalı. Bence şuan herkes her Çanakkale şehitlerini anma programına katılmalı ve herkes sizler için Fatiha okuyup dua etmeli. Sizlerin hakkı ödenmez. Siz orada dünyaya karşı savaştınız. Tek başınıza yendiniz. Silah bakımından, asker sayısı bakımından onlardan zayıftınız. Ama onların unuttuğu bir şey vardı. Sizde öyle bir iman ve hür yaşama arzusu vardı ki bu duygularla siz onları yendiniz. Her millet böyle bir başarı elde edemez. Bu da Türk milletinin ne kadar güçlü ve bağımsızlığına düşkün olduğunu gösteriyor. Kısacası sizler zor koşullarda destan yazdınız. Bize böyle bir gelecekte yaşamayı sağladığınız için sizlere çok teşekkür etmekle beraber sizleri kutluyorum.
Mahmut KAŞIKCIER
Öncelikle Çanakkale’de bizim için canını feda eden tüm şehitlerimizin ruhu şad mekânı cennet olsun.
Sizler orda bizim için hayatlarınızı feda ettiniz. Bizim size borcumuz var bu borcu ödemek için elimizden geleni yapacağız. Ama şuan Türkiye’ye bakıyorum da. Çanakkale döneminde ki iman çoğu kişide yok. Herkes yalan söylüyor. Doğru dürüst kimse yok. O yüzden bende dâhil olmak üzere sizin hakkınızı ödeyecek çok az kişi vardır herhalde. Sizler Çanakkale’de yemek bile bulamazken şimdikiler yemekleri bile beğenmiyor. Sizler eşinizi, çocuğunuzu kısacası ailenizi bırakıp gönüllü olarak Çanakkale ye gittiniz. Şimdi ise zorunlu askerlik olduğu halde zengin insanların çocukları askere bile gitmiyor. Bence onlar sizin borcunuzu asla ödeyemezler. Şuan savaş çıksa gönüllü gidecek çok az kişi vardır. Bu yüzden herkes sizi örnek almalı, sizin hakkınızı ödemek için her şeyi yapmalı. Bence şuan herkes her Çanakkale şehitlerini anma programına katılmalı ve herkes sizler için Fatiha okuyup dua etmeli. Sizlerin hakkı ödenmez. Siz orada dünyaya karşı savaştınız. Tek başınıza yendiniz. Silah bakımından, asker sayısı bakımından onlardan zayıftınız. Ama onların unuttuğu bir şey vardı. Sizde öyle bir iman ve hür yaşama arzusu vardı ki bu duygularla siz onları yendiniz. Her millet böyle bir başarı elde edemez. Bu da Türk milletinin ne kadar güçlü ve bağımsızlığına düşkün olduğunu gösteriyor. Kısacası sizler zor koşullarda destan yazdınız. Bize böyle bir gelecekte yaşamayı sağladığınız için sizlere çok teşekkür etmekle beraber sizleri kutluyorum.
Mahmut KAŞIKCIER
Sevgili Atalarım,
Şuanda ben Çanakkale filmlerini izledikçe sizin o zamanın şartlarında o zor günlerde sadece ve sadece bizler için çırpındığınızı görebiliyor ve sizin durumunuzu anlayabiliyorum içim parçalanıyor.Böylelikle sizin durumunuzu daha iyi anlayabiliyorum ve kendime çeki düzen veriyorum.Şöyle bir etrafıma bakıyorumda sizler bu cennet vatanı bizlere iyi şartlar altında yaşayabilmemiz için emanet ediyorsunuz.Fakat bizler bunun farkında bile değiliz aslında şöyle kendi kendime düşünüyorumda sizler o tertemiz kanlarınızla bu vatanı bizler için korudunuz belkide şuanda kimse bunun farkında değil ama herkes bunun farkında olsaydı bu ülke hiçte bu zamanda olduğu kadar kötü durumda olmazdı o zaman sadece erkekler değil kadınlarda sizin arkanızda duruyordu.Fakat şimdi ben diyorum ki keşke o zamanda yaşasaydımda ülkemizin şuanki bu kötü durumunu görmeseydim.Bizler sizlere çok şey borçluyuz Allah analarımıza sizler gibi şehit evlatlar nasip eylesin
METEHAN DURAN
Şuanda ben Çanakkale filmlerini izledikçe sizin o zamanın şartlarında o zor günlerde sadece ve sadece bizler için çırpındığınızı görebiliyor ve sizin durumunuzu anlayabiliyorum içim parçalanıyor.Böylelikle sizin durumunuzu daha iyi anlayabiliyorum ve kendime çeki düzen veriyorum.Şöyle bir etrafıma bakıyorumda sizler bu cennet vatanı bizlere iyi şartlar altında yaşayabilmemiz için emanet ediyorsunuz.Fakat bizler bunun farkında bile değiliz aslında şöyle kendi kendime düşünüyorumda sizler o tertemiz kanlarınızla bu vatanı bizler için korudunuz belkide şuanda kimse bunun farkında değil ama herkes bunun farkında olsaydı bu ülke hiçte bu zamanda olduğu kadar kötü durumda olmazdı o zaman sadece erkekler değil kadınlarda sizin arkanızda duruyordu.Fakat şimdi ben diyorum ki keşke o zamanda yaşasaydımda ülkemizin şuanki bu kötü durumunu görmeseydim.Bizler sizlere çok şey borçluyuz Allah analarımıza sizler gibi şehit evlatlar nasip eylesin
METEHAN DURAN
Çanakkale Şehitlerimize
Eğer siz olmasaydınız diye sorarak başlıyorum yazıma.Ey şerefli şehitlerim.Siz olmasaydınız bizim için canınızı vermeseydiniz halimiz ne olurdu.Belki de şuan adımız bir İngiliz ismi dinimizde sapıtmış bir din olurdu.Ama şuan insanlar sizi unutmuş durumda herkes kendi hayatını önemsiyor hep ben diyor.Oysa siz ben demediniz vatan dediniz gözünüzü kırpmadan sipere gittiniz din için iman için vatan için savaştınız sizler olmasaydınız bu vatan elden gidebilirdi.Bilmiyorum günümüzde böyle bir şey olsa bizde sizin gibi yaparmıyız.Ancak şunu biliyorum ki bu olayları sizin sayenizde bu vatan bir daha yaşamayacak.Siz bize orada tertemiz bir sayfa açtınız bu vatan sizin eseriniz.Allah ruhlarınızı şad eylesin mekanınız cennet olsun.Bu vatan bizimdir bizim kalacak yazımı da istiklal marşının son iki kıtasıyla bitiriyorum
Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır hakka tapan milletimin istiklal!
Muhammed Melih ARSLAN
Eğer siz olmasaydınız diye sorarak başlıyorum yazıma.Ey şerefli şehitlerim.Siz olmasaydınız bizim için canınızı vermeseydiniz halimiz ne olurdu.Belki de şuan adımız bir İngiliz ismi dinimizde sapıtmış bir din olurdu.Ama şuan insanlar sizi unutmuş durumda herkes kendi hayatını önemsiyor hep ben diyor.Oysa siz ben demediniz vatan dediniz gözünüzü kırpmadan sipere gittiniz din için iman için vatan için savaştınız sizler olmasaydınız bu vatan elden gidebilirdi.Bilmiyorum günümüzde böyle bir şey olsa bizde sizin gibi yaparmıyız.Ancak şunu biliyorum ki bu olayları sizin sayenizde bu vatan bir daha yaşamayacak.Siz bize orada tertemiz bir sayfa açtınız bu vatan sizin eseriniz.Allah ruhlarınızı şad eylesin mekanınız cennet olsun.Bu vatan bizimdir bizim kalacak yazımı da istiklal marşının son iki kıtasıyla bitiriyorum
Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır hakka tapan milletimin istiklal!
Muhammed Melih ARSLAN
Ey Atam,
Yedi diyara duyuldu şanın, yüceliğin, vatanseverliğin ta ki o gün gelip çatınca yine bir kez daha ispatladın tüm Dünyaya, hiç korkmadan boyun eğmeden düşmana. Sizler ki bir çağı kapatıp bir çağı açan bir neslin torunlarısınız bizler ise Çanakkale’de, Trablusgarp’ta Sarıkamış’ta ve daha nice cephelerde düşmanla göğüs göğse çarpışan, neslin torunlarıyız ama affedin bizi biz sizler gibi değiliz. Sizler neler yaşamadınız ki neler görmediniz ki, neler duymadınız ki o cephelerde aç kaldınız açıkta kaldınız vermediniz düşmana verdirmediniz düşmana yolunuz peygamber yoluydu Allah her an sizlerleydi. Allah’a güvendiniz, sabrettiniz ve bir destan yazdınız o gün sizlerle beraber binlerce melek vardı, peygamber efendimizde oradaydı sizinki hak yoluydu.
Atam işte sen varsın ki bizlerde varız sen olmasaydın eğer bizlerde olmayacaktık. Sana borçluyuz her şeyi. Düşman çok olunca korkmadınız ki bizden çok bizi yener diye boyun eğmediniz ki hiç ölürüm diye biliyordunuz ki çünkü siz ölüm şandı şerefti. Muhammed’in askeri olacaktınız orda yine orda olacaktı yine savaşacaktı ama ölüm olmayacaktı. Artık bütün düşmanlar korksun senden yenilmez bir ordun vardı. Az mıydı 253.000 şehit. Hangi ordu dayanırdı buna bir vakit işte bütün bunları anlatıp biz böyle bir neslin torunlarıyız diyoruz sadece. Sıra icraata geldiği zaman herkes kayboluyor her nedense. Arkanızdan bir düşman konuşsa öldürmeyecek değiliz…
Mustafa SAZ
Yedi diyara duyuldu şanın, yüceliğin, vatanseverliğin ta ki o gün gelip çatınca yine bir kez daha ispatladın tüm Dünyaya, hiç korkmadan boyun eğmeden düşmana. Sizler ki bir çağı kapatıp bir çağı açan bir neslin torunlarısınız bizler ise Çanakkale’de, Trablusgarp’ta Sarıkamış’ta ve daha nice cephelerde düşmanla göğüs göğse çarpışan, neslin torunlarıyız ama affedin bizi biz sizler gibi değiliz. Sizler neler yaşamadınız ki neler görmediniz ki, neler duymadınız ki o cephelerde aç kaldınız açıkta kaldınız vermediniz düşmana verdirmediniz düşmana yolunuz peygamber yoluydu Allah her an sizlerleydi. Allah’a güvendiniz, sabrettiniz ve bir destan yazdınız o gün sizlerle beraber binlerce melek vardı, peygamber efendimizde oradaydı sizinki hak yoluydu.
Atam işte sen varsın ki bizlerde varız sen olmasaydın eğer bizlerde olmayacaktık. Sana borçluyuz her şeyi. Düşman çok olunca korkmadınız ki bizden çok bizi yener diye boyun eğmediniz ki hiç ölürüm diye biliyordunuz ki çünkü siz ölüm şandı şerefti. Muhammed’in askeri olacaktınız orda yine orda olacaktı yine savaşacaktı ama ölüm olmayacaktı. Artık bütün düşmanlar korksun senden yenilmez bir ordun vardı. Az mıydı 253.000 şehit. Hangi ordu dayanırdı buna bir vakit işte bütün bunları anlatıp biz böyle bir neslin torunlarıyız diyoruz sadece. Sıra icraata geldiği zaman herkes kayboluyor her nedense. Arkanızdan bir düşman konuşsa öldürmeyecek değiliz…
Mustafa SAZ
ŞEHİDİM,
Sen bizim için Türk milletinin huzuru, özgürlügü için ailesinden vazgecen sen.
senin ailenden vazgecmendendir bu milletin huzuru ,mutluluğu.
Senki Ali Amcayı Ayşe Teyzeyi tanımadan onlar için ,gelecekleri için savaşan sen.
Sana ne kadar teşekkür etsek ,sana ne kadar minnetdar olsak yetmez.
Sen ki bu vatanın özgürlüğünü koruyan,bayrağımız göklerde dalgalansın diye canını, geride bıraktıklarını bir an bile düşünmeyen sen,
Geceleri uyumadın,gündüzleri dinlenmedin , nöbet tutacak ayaklarına giyecek ayakkabısı olmadan soğuklarda çarpısan, harb eden sen.
Sen ve…Ağlıyorum şu anda sizlere yazamıyorum kalemim titriyor hakkınızı helal edin….
YEKTA DURAN
Sen bizim için Türk milletinin huzuru, özgürlügü için ailesinden vazgecen sen.
senin ailenden vazgecmendendir bu milletin huzuru ,mutluluğu.
Senki Ali Amcayı Ayşe Teyzeyi tanımadan onlar için ,gelecekleri için savaşan sen.
Sana ne kadar teşekkür etsek ,sana ne kadar minnetdar olsak yetmez.
Sen ki bu vatanın özgürlüğünü koruyan,bayrağımız göklerde dalgalansın diye canını, geride bıraktıklarını bir an bile düşünmeyen sen,
Geceleri uyumadın,gündüzleri dinlenmedin , nöbet tutacak ayaklarına giyecek ayakkabısı olmadan soğuklarda çarpısan, harb eden sen.
Sen ve…Ağlıyorum şu anda sizlere yazamıyorum kalemim titriyor hakkınızı helal edin….
YEKTA DURAN
Ecdadım;
Nasılsınız?uyuduğunuz yer umarım rahattır. Sizleri görmeyi sizin yaşadığınız dönemde yaşamayı o kadar çok isterdim ki …Sizler bu vatan için gözünüzü kırpmadan her şeyden vazgeçtiniz .anadan babadan yardan kendi yaşamınızdan…acaba öyle bir durum olsa günümüzden kaç kişi bunu yapar ya da ben bunu yapabilirmiydim? Bizler 2000’li yılın gençleri belki o zamanın gençleri gibi değiliz belki değer yargılarımız farklı ama vatan uğruna ölme değeri tabi ki de yüz bin yıl geçse de hep aynı kalır. Biz şu anda olumsuz şartlar altında yaşadığımızı söylüyoruz sizi sizin yaşamınızı düşünmeden siz ki hiçbir çıkarı olmadan her şeyinizi arkada bırakarak ananızın koynundan ayrılıp cephenin buz gibi mevzilerine sığındınız ananızın sıcacık mis gibi çorbasını bırakıp cephenin bir kuru ekmeğine talim ettiniz. Soğuk olabilirdi ,kuru ve bayat olabilirdi ama vatan kokuyordu. Sizlerde biliyordunuz ölümün size çok yakın olduğunu ama asla yılmadınız Biz gençler sizin kazandığınız bu vatanı hak etmek için ne yapacağımızı nasıl davranacağımız konusunda çelişkilere düşüyoruz ne yapmamız gerektiğini bilmiyoruz çoğu zaman enerjimizi farklı şeyler için kullanıyoruz şu an belki sizin yaptığınız gibi karşılıklı mertçe savaşlar yok ama kalleşçe kuyu kazma var. Biz gençler bazı güçler elinde maşa gibi kullanılıyoruz ama bu bizim sizi sevmediğimiz size saygı duymadığımız için değil sadece ne yapacağımızı bilmiyoruz bu birazda büyüklerimizin suçu,17 yaşındayız ama hala sizlerin savaştığı çarpıştığı o büyük destanı yazdığınız yeri göremedik oysa ki Japonya’da 5 6 yaşında Hiroşima ve Nagazaki’ye götürüp orda nükleer bombadan ölenleri gösteriyorlar onları daha küçücük yaşta eğitmeye başlıyorlar bizler ise çok istememize rağmen sürekli sınırlandırılıyoruz sadece ezber yapmamız isteniyor çevremizde ki sorunlardan soyutlanıyoruz aslında bir bakıma sizleri unutmamız isteniyor bu dünyada aynı dönemde yaşayamadık ama ebedi dünyada beraber olmayı çok istiyoruz .Belki de bu dönemde yaşasaydınız bize çok kızardınız ama olmuyor işte çevre böyleyken bizden muhteşem olmamızın beklenmesi biraz saçma değilmi ? sizlere göre duygularımız hislerimiz daha kirli karmaşık olabilir. Ne olursunuz bizleri hemen yargılamayın bizler sizlere güvendik inandık sizlerde bizlere güvenin asla karamsarlığa kapılmayın emanetiniz bizde ne olursa olsun bu vatan için canımız kanımız son damlasına kadar fedadır sizler bu vatan için yılmadan düşmanın üstüne yürüdünüz bu dönem de belki korkuyor olabilirler ama onlar açık aramaya devam edecekler. Her karışı sizin kanlarınızla sulanmış bu topraklara onlar ayaklarını basamayacaklar.Siz kevensiz toprağın altında yatarken onlar yukarda şaraplarını yudumlayamayacaklar .Bizlere güvenin sizi asla hayal kırıklığına uğratmayacağız tıpkı sizin yıllar önce yaptığınız gibi …
ATAM RAHAT UYUYUN NÖBETİ BİZ DEVRALDIK…
ZEYNEP DUZ
Nasılsınız?uyuduğunuz yer umarım rahattır. Sizleri görmeyi sizin yaşadığınız dönemde yaşamayı o kadar çok isterdim ki …Sizler bu vatan için gözünüzü kırpmadan her şeyden vazgeçtiniz .anadan babadan yardan kendi yaşamınızdan…acaba öyle bir durum olsa günümüzden kaç kişi bunu yapar ya da ben bunu yapabilirmiydim? Bizler 2000’li yılın gençleri belki o zamanın gençleri gibi değiliz belki değer yargılarımız farklı ama vatan uğruna ölme değeri tabi ki de yüz bin yıl geçse de hep aynı kalır. Biz şu anda olumsuz şartlar altında yaşadığımızı söylüyoruz sizi sizin yaşamınızı düşünmeden siz ki hiçbir çıkarı olmadan her şeyinizi arkada bırakarak ananızın koynundan ayrılıp cephenin buz gibi mevzilerine sığındınız ananızın sıcacık mis gibi çorbasını bırakıp cephenin bir kuru ekmeğine talim ettiniz. Soğuk olabilirdi ,kuru ve bayat olabilirdi ama vatan kokuyordu. Sizlerde biliyordunuz ölümün size çok yakın olduğunu ama asla yılmadınız Biz gençler sizin kazandığınız bu vatanı hak etmek için ne yapacağımızı nasıl davranacağımız konusunda çelişkilere düşüyoruz ne yapmamız gerektiğini bilmiyoruz çoğu zaman enerjimizi farklı şeyler için kullanıyoruz şu an belki sizin yaptığınız gibi karşılıklı mertçe savaşlar yok ama kalleşçe kuyu kazma var. Biz gençler bazı güçler elinde maşa gibi kullanılıyoruz ama bu bizim sizi sevmediğimiz size saygı duymadığımız için değil sadece ne yapacağımızı bilmiyoruz bu birazda büyüklerimizin suçu,17 yaşındayız ama hala sizlerin savaştığı çarpıştığı o büyük destanı yazdığınız yeri göremedik oysa ki Japonya’da 5 6 yaşında Hiroşima ve Nagazaki’ye götürüp orda nükleer bombadan ölenleri gösteriyorlar onları daha küçücük yaşta eğitmeye başlıyorlar bizler ise çok istememize rağmen sürekli sınırlandırılıyoruz sadece ezber yapmamız isteniyor çevremizde ki sorunlardan soyutlanıyoruz aslında bir bakıma sizleri unutmamız isteniyor bu dünyada aynı dönemde yaşayamadık ama ebedi dünyada beraber olmayı çok istiyoruz .Belki de bu dönemde yaşasaydınız bize çok kızardınız ama olmuyor işte çevre böyleyken bizden muhteşem olmamızın beklenmesi biraz saçma değilmi ? sizlere göre duygularımız hislerimiz daha kirli karmaşık olabilir. Ne olursunuz bizleri hemen yargılamayın bizler sizlere güvendik inandık sizlerde bizlere güvenin asla karamsarlığa kapılmayın emanetiniz bizde ne olursa olsun bu vatan için canımız kanımız son damlasına kadar fedadır sizler bu vatan için yılmadan düşmanın üstüne yürüdünüz bu dönem de belki korkuyor olabilirler ama onlar açık aramaya devam edecekler. Her karışı sizin kanlarınızla sulanmış bu topraklara onlar ayaklarını basamayacaklar.Siz kevensiz toprağın altında yatarken onlar yukarda şaraplarını yudumlayamayacaklar .Bizlere güvenin sizi asla hayal kırıklığına uğratmayacağız tıpkı sizin yıllar önce yaptığınız gibi …
ATAM RAHAT UYUYUN NÖBETİ BİZ DEVRALDIK…
ZEYNEP DUZ
Şehidim,
Nereden başlasam duygularımı nasıl anlatsam bilemedim.Ne söylesemde şu durumda kelimelerin kifayetsiz kalacağından eminim.Bizler size yakışır bir nesil olmaya çalışıyoruz ama ne kadarda uğraşsak sizin kadar olamayız.Çünkü; siz korkusuz gençlersiniz vatan için yapmayacağınız şey yoktu.Çanakkale' ye giderken hepiniz 15-16 yaşlarındaydınız.1915 yılında İstanbul Erkek Lisesi mezun veremedi.Şimdi sizin gibi liseye giden gençleri çağırsalar cepheye kim gider sizin gibi kim?Kim çıkıpta ben gelirim vatan için her şeyi yaparım der.Bir elin parmağını geçmez ama siz binlerceydiniz.Kınalı Hasan Kınalı Ali Ahmet Mehmet daha binlercesi...
Siz ananızdan babanızdan ve hatta canınızdan vazgeçtiniz bu yola çıkarken.Cephede bir kuru ekmeği zor buluyordunuz şimdi bak yeni nesile sofrada 3-4 çesit yemek varken bile hala memnun değil, hiçbir şeyi beğenmez, elindekilerle yetinmez,şükretmeyi bilmez.Sizler o soğukta doğru dürüst kıyafetiniz ayağınızda ayakkabınız yokken bile şükrettiniz.Bir an bile dönmeyi düşünmediniz.
Ben utanıyorum böyle bir nesil içinde büyümekten.99 yıl önce sizin o cephede vatan için yaptıklarınızı düşündükçe seyit onbaşının ya Allah diyerek top mermisini kaldırması ,geceleri soğuk yerlerde yatışınızı hatırladıkça utanıyorum.
Belkide herkes sizin gibi olmayabilir en azından siz şehitlerimize saygı göstersinler.Siz gözünüzü kırpmadan savaşırken sizin yaptıklarınızın hatrına 1 dakikalık saygı duruşuna dayanamıyorlar.Banane deyip sırt çeviriyorlar.Keşke bu nesilde 99.yıl önce o cephede yaşasaydı diyorum yaşasaydı da görseydi vatan için nasıl savaşılır vatan için savaşmak neyse vatan nasıl sevilir vatana nasıl sahip çıkılır görselerdi ...
Şehidim,biz varız sizleri unutmadık Allah hepinize rahmet eylesin.rahat uyuyun vatan bize emanet.
AYŞENUR KÖK
Nereden başlasam duygularımı nasıl anlatsam bilemedim.Ne söylesemde şu durumda kelimelerin kifayetsiz kalacağından eminim.Bizler size yakışır bir nesil olmaya çalışıyoruz ama ne kadarda uğraşsak sizin kadar olamayız.Çünkü; siz korkusuz gençlersiniz vatan için yapmayacağınız şey yoktu.Çanakkale' ye giderken hepiniz 15-16 yaşlarındaydınız.1915 yılında İstanbul Erkek Lisesi mezun veremedi.Şimdi sizin gibi liseye giden gençleri çağırsalar cepheye kim gider sizin gibi kim?Kim çıkıpta ben gelirim vatan için her şeyi yaparım der.Bir elin parmağını geçmez ama siz binlerceydiniz.Kınalı Hasan Kınalı Ali Ahmet Mehmet daha binlercesi...
Siz ananızdan babanızdan ve hatta canınızdan vazgeçtiniz bu yola çıkarken.Cephede bir kuru ekmeği zor buluyordunuz şimdi bak yeni nesile sofrada 3-4 çesit yemek varken bile hala memnun değil, hiçbir şeyi beğenmez, elindekilerle yetinmez,şükretmeyi bilmez.Sizler o soğukta doğru dürüst kıyafetiniz ayağınızda ayakkabınız yokken bile şükrettiniz.Bir an bile dönmeyi düşünmediniz.
Ben utanıyorum böyle bir nesil içinde büyümekten.99 yıl önce sizin o cephede vatan için yaptıklarınızı düşündükçe seyit onbaşının ya Allah diyerek top mermisini kaldırması ,geceleri soğuk yerlerde yatışınızı hatırladıkça utanıyorum.
Belkide herkes sizin gibi olmayabilir en azından siz şehitlerimize saygı göstersinler.Siz gözünüzü kırpmadan savaşırken sizin yaptıklarınızın hatrına 1 dakikalık saygı duruşuna dayanamıyorlar.Banane deyip sırt çeviriyorlar.Keşke bu nesilde 99.yıl önce o cephede yaşasaydı diyorum yaşasaydı da görseydi vatan için nasıl savaşılır vatan için savaşmak neyse vatan nasıl sevilir vatana nasıl sahip çıkılır görselerdi ...
Şehidim,biz varız sizleri unutmadık Allah hepinize rahmet eylesin.rahat uyuyun vatan bize emanet.
AYŞENUR KÖK
ÖLÜMÜN KAN KUSTUĞU SIRTLAR
Ölüm size kucak açmış beklerken kaçmak değil sizin yaptığınız. Düşmana karşı gözünüzü kırpmadan cepheye koşma, canınızı vatana siper etme arzusu . küçük bir çocuk gibi işte her şeyine ne kadar canı yansa da yapmak ister ya sonunu düşünmeden. Siz sonucu düşündünüz ama; eğer ben bu topraklar da rahat adım ata biliyorsam eğer ben rahat rahat uyaya biliyorsam bu sizin sayeniz de hani insanlar vardır ya ne yaparsan yap onlara borcunu ödeyemezsin. Ödeyemiyorum borcumu size siz arkanızdakileri düşünmeden ölüme koşarken bizim vatan için canınızı feda ederken günlerce aç susuz uykusuz gözünüzü kırpmadan vatan için nöbet tutarken . ben şimdi karnım tok rahat rahat uyuyarak ödeyemiyorum borcumu. Nasıl ödersin ki senin için canını vermiş insana borcunu ödeyemiyorum evet ama; bizim için döktüğünüz kanlara sahip çıkıyorum.
Gitme ey yolcu ,beraber oturup ağlaşalım
Elemim bir yüreğin karı değil,paylaşalım
Ne yapsın ya’simi kahreyleyeyim bilmemki!
Öyle dehşetli muhitimde döner matem ki
Ah karşım da vatan namına bir Kabristan
Yatıyor şimdi….nasıl yerlere geçmez insan..
M. Akif ERSOY
İçiniz rahat olsun demek isterdim. Ama kimse sizin döktüğünüz kanlar sizin verdiğiniz emeği karşılayamaz. Eğer siz değil de şimdiki toplum o dönem de savaşsaydı siz bizim kadar rahat uyuyamazdınız. Çünkü eminim kimse sizin kadar koruyamaz bu vatanı. Şuan ki toplum çok farklı bir durumda çünkü Atatürk ün izleyin dediği yolda değil de şehitlerimizin kanını dökenlerin yolun da yürüyoruz . devletin bize sunduğu imkanlarla değil de bize ihanet edenlerin bize sunduğu çıkarlarla yaşıyoruz. Öyle bir toplumumuz var ki savaş olsa savaştan kaçan, öl deseler ölümden korkan, Çanakkale yi anlat deseler ağzını açamayan bilinçsiz dünya zevkine kendini kaptırmış. Bu yüzden içiniz rahat olsun diyemiyorum. Belki bende borcumu ödeyemiyorum ama ; sizin yolunuz da yürüyorum . Vatan deseler en önde gitmeye çalışıyorum. Belki sizin gibi savaşamıyorum ama; okuyorum , geleceğimi aydınlatıyorum sizi öğreniyorum, yeri geliyor sizi yaşıyorum. Çanakkale’yi yaşamaya çalışıyorum.
Seda DOĞRU
Ölüm size kucak açmış beklerken kaçmak değil sizin yaptığınız. Düşmana karşı gözünüzü kırpmadan cepheye koşma, canınızı vatana siper etme arzusu . küçük bir çocuk gibi işte her şeyine ne kadar canı yansa da yapmak ister ya sonunu düşünmeden. Siz sonucu düşündünüz ama; eğer ben bu topraklar da rahat adım ata biliyorsam eğer ben rahat rahat uyaya biliyorsam bu sizin sayeniz de hani insanlar vardır ya ne yaparsan yap onlara borcunu ödeyemezsin. Ödeyemiyorum borcumu size siz arkanızdakileri düşünmeden ölüme koşarken bizim vatan için canınızı feda ederken günlerce aç susuz uykusuz gözünüzü kırpmadan vatan için nöbet tutarken . ben şimdi karnım tok rahat rahat uyuyarak ödeyemiyorum borcumu. Nasıl ödersin ki senin için canını vermiş insana borcunu ödeyemiyorum evet ama; bizim için döktüğünüz kanlara sahip çıkıyorum.
Gitme ey yolcu ,beraber oturup ağlaşalım
Elemim bir yüreğin karı değil,paylaşalım
Ne yapsın ya’simi kahreyleyeyim bilmemki!
Öyle dehşetli muhitimde döner matem ki
Ah karşım da vatan namına bir Kabristan
Yatıyor şimdi….nasıl yerlere geçmez insan..
M. Akif ERSOY
İçiniz rahat olsun demek isterdim. Ama kimse sizin döktüğünüz kanlar sizin verdiğiniz emeği karşılayamaz. Eğer siz değil de şimdiki toplum o dönem de savaşsaydı siz bizim kadar rahat uyuyamazdınız. Çünkü eminim kimse sizin kadar koruyamaz bu vatanı. Şuan ki toplum çok farklı bir durumda çünkü Atatürk ün izleyin dediği yolda değil de şehitlerimizin kanını dökenlerin yolun da yürüyoruz . devletin bize sunduğu imkanlarla değil de bize ihanet edenlerin bize sunduğu çıkarlarla yaşıyoruz. Öyle bir toplumumuz var ki savaş olsa savaştan kaçan, öl deseler ölümden korkan, Çanakkale yi anlat deseler ağzını açamayan bilinçsiz dünya zevkine kendini kaptırmış. Bu yüzden içiniz rahat olsun diyemiyorum. Belki bende borcumu ödeyemiyorum ama ; sizin yolunuz da yürüyorum . Vatan deseler en önde gitmeye çalışıyorum. Belki sizin gibi savaşamıyorum ama; okuyorum , geleceğimi aydınlatıyorum sizi öğreniyorum, yeri geliyor sizi yaşıyorum. Çanakkale’yi yaşamaya çalışıyorum.
Seda DOĞRU
Ey şehitler!
Ben farkındayım size neler borçlu olduğumu ama sadece farkında olmak yetmiyor. biliyorum şu an bizim hakkımızda ne düşündüğünüzü, şuan farkındayım size layık olmadığımı. Bunun için sizden çok özür dilerim. Siz bizim için canınızı feda etmişken biz sizi hatırlamaktan bile aciziz. Kemikleriniz sızlamasın bunları söylediğim için tüm dualarımda sizler varsınız. Günde beş vakit dua ediyorum sizlere. İsminizi bilmesem de dualarımdasınız. Benim bir tarih öğretmenim var bana kınalı Ali diyor. Arkadaşlarım o öğretmenimin bana öyle demesine gülseler de ben çok mutluyum bana bir şehit ismi ile hitap edilmesinden. Nasıl utanırım ki bana bir şehit ismi ile hitap edildiği için. Bu bir insan için utanç değil gurur kaynağı olmalı ve oluyor da. şimdi ben buradan torunun olarak sesleniyorum ey şehit sen ne yücesin ki vatanın uğuruna bütün dünyaya savaş açmış ve tekbir ile onlara karşı çıkmışsın. Aslında bu yazı benim için bir ödevdi. Ama şuan anlıyorum öğretmenimin neden böyle bir ödev verdiğini. Meğerse farkında değilmişiz gerçek kahramanların. Farkında değilmişiz vazgeçenlerin vazgeçtiklerinden neden vazgeçtiğini. Biz ise bugün kardeş katliamı yapıyoruz. Bir zamanlar tek yürek olan insanlar bugün birbirlerinden nefret ediyorlar. Ne düşünürsünüz bilmem bizim bugünkü halimiz hakkında. Siz saygıyla anıyorum. Unutmayın ki siz anadan ve yardan boş yere vazgeçmediniz. Allah size rahmet eylesin. Ne olur ahirette bize de şefaat edin…
Samet Kaya
Ben farkındayım size neler borçlu olduğumu ama sadece farkında olmak yetmiyor. biliyorum şu an bizim hakkımızda ne düşündüğünüzü, şuan farkındayım size layık olmadığımı. Bunun için sizden çok özür dilerim. Siz bizim için canınızı feda etmişken biz sizi hatırlamaktan bile aciziz. Kemikleriniz sızlamasın bunları söylediğim için tüm dualarımda sizler varsınız. Günde beş vakit dua ediyorum sizlere. İsminizi bilmesem de dualarımdasınız. Benim bir tarih öğretmenim var bana kınalı Ali diyor. Arkadaşlarım o öğretmenimin bana öyle demesine gülseler de ben çok mutluyum bana bir şehit ismi ile hitap edilmesinden. Nasıl utanırım ki bana bir şehit ismi ile hitap edildiği için. Bu bir insan için utanç değil gurur kaynağı olmalı ve oluyor da. şimdi ben buradan torunun olarak sesleniyorum ey şehit sen ne yücesin ki vatanın uğuruna bütün dünyaya savaş açmış ve tekbir ile onlara karşı çıkmışsın. Aslında bu yazı benim için bir ödevdi. Ama şuan anlıyorum öğretmenimin neden böyle bir ödev verdiğini. Meğerse farkında değilmişiz gerçek kahramanların. Farkında değilmişiz vazgeçenlerin vazgeçtiklerinden neden vazgeçtiğini. Biz ise bugün kardeş katliamı yapıyoruz. Bir zamanlar tek yürek olan insanlar bugün birbirlerinden nefret ediyorlar. Ne düşünürsünüz bilmem bizim bugünkü halimiz hakkında. Siz saygıyla anıyorum. Unutmayın ki siz anadan ve yardan boş yere vazgeçmediniz. Allah size rahmet eylesin. Ne olur ahirette bize de şefaat edin…
Samet Kaya
EY! BAĞIMSIZLIK İÇİN BAĞIMSIZLIĞINI FEDA EDEN İNSANLAR,
Kahraman, cesur, yiğit, korkusuz, mert Türk askerleri belki de askerlik yaşı gelmeden şehitlik mertebesine ulaşmış milyonlarca çocuk hasta iken yatağından kalkıp Çanakkale’de hiç yorulmadan savaşan Ahmet amcam. Mehmet amcam, Ali amcam ve daha ismini bilmediğimiz milyonlarca ihtiyar delikanlı! Onlar cephede savaşırken onlara mermi taşıyan yaralılarla ilgilenen cephedeki askerlerimize yemek pişiren Fatma teyzem, Hatice teyzem, Ayşe teyzem ve daha ismini bilmediğim milyonlarca kahraman teyzem.
Daha dört beş yaşında iken bende abımla, babamla, arkadaşlarımla birlikte cephede savaşmak istiyorum deyince sen daha çok küçüksün biraz daha büyüde öyle savaş diyen komutana “komutanın benim yaşımın küçük olduğu doğru ama babam abım arkadaşlarım orada savaşırken ben burada bekleyemem“diyen milyonlarca minik çocuk. Ölüme gözünü bile kırpmadan meydan okuyan milyonlarca genç yeter ki toprağıma düşman ayağı basmasın. Bizden sonrakiler daha rahat yaşasın diyen milyonlarca kahraman hepinize selam olsun.
Aslında Mehmet Akif ne güzel özetliyor:
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın
Siper gövdeni dursun bu hayâsızca akın
Doğacaktır sana vaat ettiği günler hakkın…
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın
Ahmet amca, Ali amca, Fatma teyze, Hatice teyze ve daha ismini bilmediğim milyonlarca yiğit üç kıtaya hâkim olan Osmanlının cesur torunları! Sizden emanet aldığımız bağımsızlık bayrağını elimizden geldiğinin en iyisiyle korumaya çalıştığımızdan hiç şüpheniz olmasın. Teknolojinin gelişmesiyle artık bizimle sadece silahlar ile değil türlü oyunlarla savaşıyorlar. Televizyon ile tarihimizi biz gençlere yanlış öğretmeye çalışıyorlar sanki geçmişten beri savaşın tek suçunun biz Türkler olduğunu kanıtlamaya çalışıyorlar ama biliyoruz ki: biz Mekke’yi fethederken kimsenin burnunun bile kanamasını istemeyen peygamber efendimiz Hz Muhammed’in (sav) ümmetiyiz böyle bir ümmet savaşı nasıl ister anlayamıyorum.
Düşmanlarımız çoğaldı, hiçbir ülke bizim gelişmemizi istemiyor. Sürekli açığımızı arayıp duruyorlar: Sizin atalarınız Ermeni kardeşlerimize soykırım yaptı, deyip bizden topraklarımızı istiyorlar. Biz biliyoruz ki aslında soykırım yapan onlar ben inanıyorum ki benim kahraman atarlım böyle bir şey yapmaz eğer yapacak olsaydık haz Muhammed (sav) Mekke’yi fethederken böyle bir katliyim yapardı ve yine yapacak olsaydık fatih sultan Mehmet İstanbul’u fethettiğinde bunu çoktan yapardı. Ahmet amca, Hatice teyze sizin arkanızdan türlü iftira atıp duruyorlar. Biz Türk gençleri olarak bu iftiraların hiçbirine inanmıyoruz işte bunu tüm dünyaya ispatlamak için gerek ben, gerek arkadaşlarım, gerek öğretmenlerim, gerek temizlik işçisi Ahmet amcam kısacası bütün herkes görevini en iyi şekilde yerine getiriyor sizden emanet aldığımız bayrağı bizden sonraki gelecek kuşaklara en iyi şekilde vermeğimizden hiç şüpheniz olmasın
Salih ÇİTİL
Kahraman, cesur, yiğit, korkusuz, mert Türk askerleri belki de askerlik yaşı gelmeden şehitlik mertebesine ulaşmış milyonlarca çocuk hasta iken yatağından kalkıp Çanakkale’de hiç yorulmadan savaşan Ahmet amcam. Mehmet amcam, Ali amcam ve daha ismini bilmediğimiz milyonlarca ihtiyar delikanlı! Onlar cephede savaşırken onlara mermi taşıyan yaralılarla ilgilenen cephedeki askerlerimize yemek pişiren Fatma teyzem, Hatice teyzem, Ayşe teyzem ve daha ismini bilmediğim milyonlarca kahraman teyzem.
Daha dört beş yaşında iken bende abımla, babamla, arkadaşlarımla birlikte cephede savaşmak istiyorum deyince sen daha çok küçüksün biraz daha büyüde öyle savaş diyen komutana “komutanın benim yaşımın küçük olduğu doğru ama babam abım arkadaşlarım orada savaşırken ben burada bekleyemem“diyen milyonlarca minik çocuk. Ölüme gözünü bile kırpmadan meydan okuyan milyonlarca genç yeter ki toprağıma düşman ayağı basmasın. Bizden sonrakiler daha rahat yaşasın diyen milyonlarca kahraman hepinize selam olsun.
Aslında Mehmet Akif ne güzel özetliyor:
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın
Siper gövdeni dursun bu hayâsızca akın
Doğacaktır sana vaat ettiği günler hakkın…
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın
Ahmet amca, Ali amca, Fatma teyze, Hatice teyze ve daha ismini bilmediğim milyonlarca yiğit üç kıtaya hâkim olan Osmanlının cesur torunları! Sizden emanet aldığımız bağımsızlık bayrağını elimizden geldiğinin en iyisiyle korumaya çalıştığımızdan hiç şüpheniz olmasın. Teknolojinin gelişmesiyle artık bizimle sadece silahlar ile değil türlü oyunlarla savaşıyorlar. Televizyon ile tarihimizi biz gençlere yanlış öğretmeye çalışıyorlar sanki geçmişten beri savaşın tek suçunun biz Türkler olduğunu kanıtlamaya çalışıyorlar ama biliyoruz ki: biz Mekke’yi fethederken kimsenin burnunun bile kanamasını istemeyen peygamber efendimiz Hz Muhammed’in (sav) ümmetiyiz böyle bir ümmet savaşı nasıl ister anlayamıyorum.
Düşmanlarımız çoğaldı, hiçbir ülke bizim gelişmemizi istemiyor. Sürekli açığımızı arayıp duruyorlar: Sizin atalarınız Ermeni kardeşlerimize soykırım yaptı, deyip bizden topraklarımızı istiyorlar. Biz biliyoruz ki aslında soykırım yapan onlar ben inanıyorum ki benim kahraman atarlım böyle bir şey yapmaz eğer yapacak olsaydık haz Muhammed (sav) Mekke’yi fethederken böyle bir katliyim yapardı ve yine yapacak olsaydık fatih sultan Mehmet İstanbul’u fethettiğinde bunu çoktan yapardı. Ahmet amca, Hatice teyze sizin arkanızdan türlü iftira atıp duruyorlar. Biz Türk gençleri olarak bu iftiraların hiçbirine inanmıyoruz işte bunu tüm dünyaya ispatlamak için gerek ben, gerek arkadaşlarım, gerek öğretmenlerim, gerek temizlik işçisi Ahmet amcam kısacası bütün herkes görevini en iyi şekilde yerine getiriyor sizden emanet aldığımız bayrağı bizden sonraki gelecek kuşaklara en iyi şekilde vermeğimizden hiç şüpheniz olmasın
Salih ÇİTİL
Bu topraklar için canını feda etmiş bir şehide;
Aziz ruhuna selam olsun
adanı bilmediğim lakin kahraman diye tanıdığım şehidim aradan yıllar sonra tekrar sizleri şad etmenin sevinciyle yaşıyorum.Şehit düşeceğini bile bile korkusuzca ölüme yürüyen asker. Ben sana nasıl öldün diyebilirim. Mehmetçik ölür mü,şehitler ölür mü?Ölmedi elbet vatanını kurtarmanın aşkıyla yaşamış sizlerin bıraktığı bu vatan bizlere emanetti. Seni anlatmalıyım yaşatmalıyım seni kalplerde açlıkla,susuzlukla,yoklukla düşmana karşı mücadelenin tarihe sığmayacağını nasıl anlatmış vatan şairi olan Mehmet Akif;
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker
Gökten ecdat inerek öpse opak alnın değer
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın
Gel seni tarihe gömsem sığmazsın
Düşmanların hasta, ölmüş vasıflarıyla tanımladığı ülkemizi Çanakkale'yi geçirmeyerek nasılda temize çıkardın. seyit onbaşının tek başına düşmanı bombalamasına onun o cesaretine ne mermiler ne toplar engel oldu binlerce şehit böyle şehit oldu. Sen cephede savaşırken anan baban kardeşin ellerini göğe açmış vatanı için dua ediyordu.Ey şehit oğlu şehit rahat uyu yerinde senin kanınla boyanmış ay yıldızlı bayrağımızı ölünceye kadar yere düşürmeyecek emeklerini boşa çıkarmayacağız bize büyük emellerle ulaştırdığın bu toprakları sonsuza dek koruyacağız.Biz korkusuz ecdadımızın torunları Türkleriz.Ne mutlu Türküm diyene! 11 15 18 yaşlarında askere gidip şehit düşmüş ecdadım kelimeleri sana layık bitirmekten acizim.
Ben biliyorum ki şehitler unutulursa ölürlermiş
Sanki ruhunla beraber mecramı adın
Sanki asra gömülsen taşacaksın heyhat
Sana gelmez bu ufuklar seni almaz bu cihat
Ey şehit oğlu şehit isteme benden makber
Sana oğuzunu açmış PEYGAMBER
---RUHUNUZ ŞAD OLSUN---
RABİA DOĞAN
Aziz ruhuna selam olsun
adanı bilmediğim lakin kahraman diye tanıdığım şehidim aradan yıllar sonra tekrar sizleri şad etmenin sevinciyle yaşıyorum.Şehit düşeceğini bile bile korkusuzca ölüme yürüyen asker. Ben sana nasıl öldün diyebilirim. Mehmetçik ölür mü,şehitler ölür mü?Ölmedi elbet vatanını kurtarmanın aşkıyla yaşamış sizlerin bıraktığı bu vatan bizlere emanetti. Seni anlatmalıyım yaşatmalıyım seni kalplerde açlıkla,susuzlukla,yoklukla düşmana karşı mücadelenin tarihe sığmayacağını nasıl anlatmış vatan şairi olan Mehmet Akif;
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker
Gökten ecdat inerek öpse opak alnın değer
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın
Gel seni tarihe gömsem sığmazsın
Düşmanların hasta, ölmüş vasıflarıyla tanımladığı ülkemizi Çanakkale'yi geçirmeyerek nasılda temize çıkardın. seyit onbaşının tek başına düşmanı bombalamasına onun o cesaretine ne mermiler ne toplar engel oldu binlerce şehit böyle şehit oldu. Sen cephede savaşırken anan baban kardeşin ellerini göğe açmış vatanı için dua ediyordu.Ey şehit oğlu şehit rahat uyu yerinde senin kanınla boyanmış ay yıldızlı bayrağımızı ölünceye kadar yere düşürmeyecek emeklerini boşa çıkarmayacağız bize büyük emellerle ulaştırdığın bu toprakları sonsuza dek koruyacağız.Biz korkusuz ecdadımızın torunları Türkleriz.Ne mutlu Türküm diyene! 11 15 18 yaşlarında askere gidip şehit düşmüş ecdadım kelimeleri sana layık bitirmekten acizim.
Ben biliyorum ki şehitler unutulursa ölürlermiş
Sanki ruhunla beraber mecramı adın
Sanki asra gömülsen taşacaksın heyhat
Sana gelmez bu ufuklar seni almaz bu cihat
Ey şehit oğlu şehit isteme benden makber
Sana oğuzunu açmış PEYGAMBER
---RUHUNUZ ŞAD OLSUN---
RABİA DOĞAN
SEVGİLİ DEDELERİM, AMCALARIM, AĞABEYLERİM
Ne kadar zor şartlarda savaştığınızı anlamamız gerçekten de mümkün değil. Sizleri anlamak için o anı yaşamamız gerekir. Aç kaldınız, susuz kaldınız, silahsız, cephanesiz kaldınız, doğru dürüst bir kıyafetiniz bile yoktu. Ne ayağınızda bir ayakkabı vardı sapasağlam ne de elinizde eldiven ya da bir şapkanız. Gerçekten yediden yetmişe genç, çocuk, yaşlı demeden hepiniz canınız uğruna gittiniz cepheye bu canınızdan çok sevdiğiniz vatan için. Geride kalanları düşünmediniz yeter ki onlar rahat etsin diye. Bizleri düşündünüz ta o zamandan.”Benim torunlarım hayatlarını yaşasın da bizler yeter ki canımızı bile veririz” dediniz. İşte sırf bu yüzden gözünüzü bile kırpmadan yürüdünüz cepheye, düşmanın üzerine hiç korkmadınız. Kiminiz ailesini bıraktı, çocuklarını, eşini, annesini, babasını kimisi hala evlenmemiş halde sevdalısını kimisi de belki çok sevdiği eşeğini, atını, ineğini bıraktı geride ama yinede sustunuz çünkü vatan söz konusuydu. Vatan, vatan, vatan söz konusu olunca akan sular durur sizde. Memleketimizi düşman elinden korudunuz en iyi şekilde. Kiminiz şehit oldu kiminiz gazi ama yılmadınız, gönülden kalpten inandınız. Atatürk’ü ile Koca Seyidi ile ve daha binlerce yüce gönüllü askerler ile saldırdınız düşmana. Sadece bizim hayatımızı düşünerek, bize bu toprakları emanet ederek.
Ama bakın dedelerim bize bu emanet ettiğiniz topraklara bakın. Ne hale getirdiler bizleri, insanlığımızı, topraklarımızı. Kesinlikle bizler emanete ihanet ettik. Sizlerin canınıza saygı duymadık çünkü biz bu topraklara layık değiliz sizler gibi. Bu toprakların hakkını sizler gibi veremiyoruz. Sizler gibi bakamadık bu topraklarımıza. Çanakkale’de büyük bir zafer kazandınız bizim için.
Saygıdeğer dedelerim hakkınızı ne yapsak ödeyemeyiz gerçekten. Hakkınızı gönülden helal edin. Çünkü emanet ettiğiniz topraklara hakkıyla bakamadık. Çirkinleştirdik bu toprakları. Bu şimdiki millet sizler gibi asla olamaz. Tamam, sizlere yakın askerlerimiz var onlarda zaten askeri görevlerini hakkıyla yapıyorlar. Sizin gibiler milyonda bir gelir gider. Ama yinede sizler rahat edin mezarlarınızda biz bu emanet topraklara elimizden geldiği kadar, gözümüz gibi bakmaya çalışacağız. Sağ olun mezarlarınızda rahat uyuyun titremeyin. İyi ki vardınız, varsınız, var olacaksınız sonsuza kadar. Dedelerimizsiniz aklımızdan ve gönlümüzden hiç çıkmayacaksınız.
ALİ GÖLLÜCE
Ne kadar zor şartlarda savaştığınızı anlamamız gerçekten de mümkün değil. Sizleri anlamak için o anı yaşamamız gerekir. Aç kaldınız, susuz kaldınız, silahsız, cephanesiz kaldınız, doğru dürüst bir kıyafetiniz bile yoktu. Ne ayağınızda bir ayakkabı vardı sapasağlam ne de elinizde eldiven ya da bir şapkanız. Gerçekten yediden yetmişe genç, çocuk, yaşlı demeden hepiniz canınız uğruna gittiniz cepheye bu canınızdan çok sevdiğiniz vatan için. Geride kalanları düşünmediniz yeter ki onlar rahat etsin diye. Bizleri düşündünüz ta o zamandan.”Benim torunlarım hayatlarını yaşasın da bizler yeter ki canımızı bile veririz” dediniz. İşte sırf bu yüzden gözünüzü bile kırpmadan yürüdünüz cepheye, düşmanın üzerine hiç korkmadınız. Kiminiz ailesini bıraktı, çocuklarını, eşini, annesini, babasını kimisi hala evlenmemiş halde sevdalısını kimisi de belki çok sevdiği eşeğini, atını, ineğini bıraktı geride ama yinede sustunuz çünkü vatan söz konusuydu. Vatan, vatan, vatan söz konusu olunca akan sular durur sizde. Memleketimizi düşman elinden korudunuz en iyi şekilde. Kiminiz şehit oldu kiminiz gazi ama yılmadınız, gönülden kalpten inandınız. Atatürk’ü ile Koca Seyidi ile ve daha binlerce yüce gönüllü askerler ile saldırdınız düşmana. Sadece bizim hayatımızı düşünerek, bize bu toprakları emanet ederek.
Ama bakın dedelerim bize bu emanet ettiğiniz topraklara bakın. Ne hale getirdiler bizleri, insanlığımızı, topraklarımızı. Kesinlikle bizler emanete ihanet ettik. Sizlerin canınıza saygı duymadık çünkü biz bu topraklara layık değiliz sizler gibi. Bu toprakların hakkını sizler gibi veremiyoruz. Sizler gibi bakamadık bu topraklarımıza. Çanakkale’de büyük bir zafer kazandınız bizim için.
Saygıdeğer dedelerim hakkınızı ne yapsak ödeyemeyiz gerçekten. Hakkınızı gönülden helal edin. Çünkü emanet ettiğiniz topraklara hakkıyla bakamadık. Çirkinleştirdik bu toprakları. Bu şimdiki millet sizler gibi asla olamaz. Tamam, sizlere yakın askerlerimiz var onlarda zaten askeri görevlerini hakkıyla yapıyorlar. Sizin gibiler milyonda bir gelir gider. Ama yinede sizler rahat edin mezarlarınızda biz bu emanet topraklara elimizden geldiği kadar, gözümüz gibi bakmaya çalışacağız. Sağ olun mezarlarınızda rahat uyuyun titremeyin. İyi ki vardınız, varsınız, var olacaksınız sonsuza kadar. Dedelerimizsiniz aklımızdan ve gönlümüzden hiç çıkmayacaksınız.
ALİ GÖLLÜCE
Ey! Yüce şehidim,
Akşam olduğu zaman ki sessizlik Çanakkale’deki o zor günler sanki yalnızlığın çaresizliğin ta kendisi. Yine her zaman ki aynı sesler: Kurşunlar, toplar, bağrışmalar… Rabbim bir günde kulağımıza gelmesin. Ortalık sanki cehennemden bir köşe gibi. Bak yine bu gün de akşam oldu. Her gece olduğu gibi yine aynı saatte, aynı yerde içimde oluşan bir sızı. Oturup günlerce dua edesim geliyor birde düşünüyorum ki sen şehit oğlusun gerek var mı ki sana günlerce duaya. Rabbime her gece yalvarıyorum keşke, keşke bende sizler gibi o siperde olup o kurşun yağmuru altında korkusuz bir küheylan gibi vatanımı son karış toprağına ve son damla kanıma kadar korumayı o kadar çok isterdim ki. Sizinle yatıp sizinle kalkmak o bir tas hoşafı içtikten sonra düşmana saldırmak. Ben bazen üşüyünce diyorum ki ya benim atam yarım bir çarık, yırtık bir giysiyle üşümüyor da ben bu üzerimdeki ile mi üşüyeceğim deyip bir anda ısınıyorum. Ben bu mektubuma ne yazsam az olur. Sizin şanınız ve cesaretiniz asla tartışılmaz, tartışılamaz. Ey atam mektubumu kendi yazdığım kısa bir şiirle bitirmek istiyorum;
Bir yağmur mu Allah’ım bu üzerimize akan,
Ortalık bin feryat, her taraf kan,
Yerdeki taş, gökteki ay bile efkârlıydı o akşam,
Bu akşam yine sen, yine sen aklımdasın atam!
Unutma ki atam, başkaları bilmese de ben biliyorum. Sizin her Cuma gecesi hatta her gece gelip; bizim kendilere bir vatan bıraktığımız torunlarımız bizim için elini semaya açıp da dua ediyor mu? Dediğinizi bildiğim için aklıma her düşmenizde sizler için dua ediyorum. Hoşça kal ey şehit oğlu şehit! .....
Emirhan DELİCE
Akşam olduğu zaman ki sessizlik Çanakkale’deki o zor günler sanki yalnızlığın çaresizliğin ta kendisi. Yine her zaman ki aynı sesler: Kurşunlar, toplar, bağrışmalar… Rabbim bir günde kulağımıza gelmesin. Ortalık sanki cehennemden bir köşe gibi. Bak yine bu gün de akşam oldu. Her gece olduğu gibi yine aynı saatte, aynı yerde içimde oluşan bir sızı. Oturup günlerce dua edesim geliyor birde düşünüyorum ki sen şehit oğlusun gerek var mı ki sana günlerce duaya. Rabbime her gece yalvarıyorum keşke, keşke bende sizler gibi o siperde olup o kurşun yağmuru altında korkusuz bir küheylan gibi vatanımı son karış toprağına ve son damla kanıma kadar korumayı o kadar çok isterdim ki. Sizinle yatıp sizinle kalkmak o bir tas hoşafı içtikten sonra düşmana saldırmak. Ben bazen üşüyünce diyorum ki ya benim atam yarım bir çarık, yırtık bir giysiyle üşümüyor da ben bu üzerimdeki ile mi üşüyeceğim deyip bir anda ısınıyorum. Ben bu mektubuma ne yazsam az olur. Sizin şanınız ve cesaretiniz asla tartışılmaz, tartışılamaz. Ey atam mektubumu kendi yazdığım kısa bir şiirle bitirmek istiyorum;
Bir yağmur mu Allah’ım bu üzerimize akan,
Ortalık bin feryat, her taraf kan,
Yerdeki taş, gökteki ay bile efkârlıydı o akşam,
Bu akşam yine sen, yine sen aklımdasın atam!
Unutma ki atam, başkaları bilmese de ben biliyorum. Sizin her Cuma gecesi hatta her gece gelip; bizim kendilere bir vatan bıraktığımız torunlarımız bizim için elini semaya açıp da dua ediyor mu? Dediğinizi bildiğim için aklıma her düşmenizde sizler için dua ediyorum. Hoşça kal ey şehit oğlu şehit! .....
Emirhan DELİCE
Bu vatan için toprağa düşmüş asker;
Sen Çanakkale’de bu vatan için ırk ayrımı yapmadan silah arkadaşlarınla omuz omuza mücadele ettin. Sen o gün orada kuru ekmeğini paylaştın. Orada bir gün demedin’’bu kürt bununla kuru ekmeğimi paylaşmayayım.’’Bu gün bazı insanlar din, dil,ırk ayrımını kullanarak sizin canınız pahasına kazandığınız bu vatanı parçalamak istiyor. Ama unuttukları bir şey var. Biz sizin torunlarınızız. Biz böyle oyunlara gelmeyiz. O gün siz düşmanlarınızı biliyordunuz ama günümüzde böyle değil kimin dost kimin düşman olduğunu bilmiyoruz. Bu yüzden adımlarımızı atarken çok dikkatli olmamız gerekiyor.18 Mart günü Çanakkale Boğazı’nı geçemediler. Düşmanlarda anladı, sizin vatan ve bayrak aşkınızı. Bağımsızlığınıza bu kadar düşkün olduğunuzu tahmin etmemişlerdi.Siz inandınız ve başardınız. Siperler arası çok yakındı bununla birlikte cephanenizde yoktu. İnandınız! ve Başardınız! Siz 18 Mart günü hem düşmana ‘’Çanakkale Boğazı’nın ‘’geçilmez olduğunu hem de bu millette birlik ve beraberlik duygusunun ne kadar önemli olduğunu anlattınız. Siz savaşırken kuru ekmek yediniz ama imanınızla doydunuz. Siz hep inandınız. İnanmak başarmanın yarısıdır derler. Siz bize bunu öğrettiniz.Çanakkale, henüz çocuk sayılacak kadar küçük ama gözündeki ateş ile dünyayı yakacak kadar cesur olan insanlarla doluydu. Siz o gün orada düşmanla mücadele ederken biz bu gün tek yapmamız gereken ders çalışmayı bile doğru düzgün yapamıyoruz. Bunun için hepimiz adına özür dilerim. Sizler bizim aklımızda bu milletin bağrından kopmuş vatanı için canını veren fedakar askerler olarak kalacaksınız. Size karşı borcumuzu ödeyemeyiz ama bu vatanın gelişmesi için elimizden geleni yapacağız. Bu vatan için akan kanların uğruna vatanımıza sahip çıkacağız.
Gözünüz arkada kalmasın!..
BERNA BOLAT
Sen Çanakkale’de bu vatan için ırk ayrımı yapmadan silah arkadaşlarınla omuz omuza mücadele ettin. Sen o gün orada kuru ekmeğini paylaştın. Orada bir gün demedin’’bu kürt bununla kuru ekmeğimi paylaşmayayım.’’Bu gün bazı insanlar din, dil,ırk ayrımını kullanarak sizin canınız pahasına kazandığınız bu vatanı parçalamak istiyor. Ama unuttukları bir şey var. Biz sizin torunlarınızız. Biz böyle oyunlara gelmeyiz. O gün siz düşmanlarınızı biliyordunuz ama günümüzde böyle değil kimin dost kimin düşman olduğunu bilmiyoruz. Bu yüzden adımlarımızı atarken çok dikkatli olmamız gerekiyor.18 Mart günü Çanakkale Boğazı’nı geçemediler. Düşmanlarda anladı, sizin vatan ve bayrak aşkınızı. Bağımsızlığınıza bu kadar düşkün olduğunuzu tahmin etmemişlerdi.Siz inandınız ve başardınız. Siperler arası çok yakındı bununla birlikte cephanenizde yoktu. İnandınız! ve Başardınız! Siz 18 Mart günü hem düşmana ‘’Çanakkale Boğazı’nın ‘’geçilmez olduğunu hem de bu millette birlik ve beraberlik duygusunun ne kadar önemli olduğunu anlattınız. Siz savaşırken kuru ekmek yediniz ama imanınızla doydunuz. Siz hep inandınız. İnanmak başarmanın yarısıdır derler. Siz bize bunu öğrettiniz.Çanakkale, henüz çocuk sayılacak kadar küçük ama gözündeki ateş ile dünyayı yakacak kadar cesur olan insanlarla doluydu. Siz o gün orada düşmanla mücadele ederken biz bu gün tek yapmamız gereken ders çalışmayı bile doğru düzgün yapamıyoruz. Bunun için hepimiz adına özür dilerim. Sizler bizim aklımızda bu milletin bağrından kopmuş vatanı için canını veren fedakar askerler olarak kalacaksınız. Size karşı borcumuzu ödeyemeyiz ama bu vatanın gelişmesi için elimizden geleni yapacağız. Bu vatan için akan kanların uğruna vatanımıza sahip çıkacağız.
Gözünüz arkada kalmasın!..
BERNA BOLAT
ŞEHİDİM
O güzel şehadet şerbetini içip rabbime kavuşan ağabeylerim.
En güzeli sizin üzerinize olsun
Şuan gerçekten sizden utanarak yazıyorum bu satırları.
Bu yaşadığım zaman o kadar utanç verecek bir hale geldi ki. Sözüme ilk olarak
Size minnetlerimi ve teşekkürlerimi sunarak başlamak isterim
Biliyor musunuz size o kadar çok özeniyorum ki çünkü Allah canınızı feda edip onun yolunda şehit oldunuz inşallah şu yaşadığım zamanda o kadar çok utanılacak durum var ki. Herhalde siz bunları öğrenseniz ‘bunlarda hiçmi Allah korkusu yok? Yok! Yok işte! Allah korkusu olan hiç böyle yapar mı şu zamanda insan o kadar ucuz bir varlık olmuş ki o kadar sene yaşamış bir insan bir kurşun ile bir saniyede hayatını kaybedebiliyor. İnsanlar üstüne bomba döşeyip kendini canlı bomba yapıp kendi canı yetmiyormuş ki daha nice insanın hayatını kaybetmesine neden oluyor .Ah Ah!inanamayacaksınız ama keyif için küçük çocukları öldürenler bile var. Eskiden okula gitmek istenirdi okula gidene çok özenilirdi Şimdi ise okula gitmek çok normal olmuş. Bu çok iyi bir gelişme ama gidilmek istenmiyor. Bunun derslerin sıklığı ile ve ödevlerin çokluğu ile hiçbir alakası yok. Okul ortamı artık bu kadar kirli kötü ve terbiyesiz bir hal almış ki eğitim görmekten çok kötü ahlak öğreniliyor. Okullar bir eğitim yeri olmaktan çıkmış bir günah çukuru halini almış. Bu yüzden bende okulu hiç sevmiyorum .Aslında siz o kadar şanslısınız ki yaşadığınız zaman bakımından…Ufak tefek sorunlar olsa bile gene de herkesin birbirine bağlılığı hiçbir zaman azalmıyor.Fakirler için cami önlerindeki sadaka taşları var ya işte bu yetiyor yaşadığınız zamanın ne kadar iyi olduğunu anlamak için…Hani kapıların üstünde iki tane tokmak olurmuş ya …Eğer eve gelen erkek ise kalın tokmağı kadın ise ince tokmağı kullanırmış.Bu da edepliliğin bir göstergesi.ÇOK ŞANSLISINIZ .Bu alışkanlığı günümüzde bulmak çok zor.Sözlerimi burada bitirmek zorundayım. HOŞÇAKALIN
O güzel şehadet şerbetini içip rabbime kavuşan ağabeylerim.
En güzeli sizin üzerinize olsun
Şuan gerçekten sizden utanarak yazıyorum bu satırları.
Bu yaşadığım zaman o kadar utanç verecek bir hale geldi ki. Sözüme ilk olarak
Size minnetlerimi ve teşekkürlerimi sunarak başlamak isterim
Biliyor musunuz size o kadar çok özeniyorum ki çünkü Allah canınızı feda edip onun yolunda şehit oldunuz inşallah şu yaşadığım zamanda o kadar çok utanılacak durum var ki. Herhalde siz bunları öğrenseniz ‘bunlarda hiçmi Allah korkusu yok? Yok! Yok işte! Allah korkusu olan hiç böyle yapar mı şu zamanda insan o kadar ucuz bir varlık olmuş ki o kadar sene yaşamış bir insan bir kurşun ile bir saniyede hayatını kaybedebiliyor. İnsanlar üstüne bomba döşeyip kendini canlı bomba yapıp kendi canı yetmiyormuş ki daha nice insanın hayatını kaybetmesine neden oluyor .Ah Ah!inanamayacaksınız ama keyif için küçük çocukları öldürenler bile var. Eskiden okula gitmek istenirdi okula gidene çok özenilirdi Şimdi ise okula gitmek çok normal olmuş. Bu çok iyi bir gelişme ama gidilmek istenmiyor. Bunun derslerin sıklığı ile ve ödevlerin çokluğu ile hiçbir alakası yok. Okul ortamı artık bu kadar kirli kötü ve terbiyesiz bir hal almış ki eğitim görmekten çok kötü ahlak öğreniliyor. Okullar bir eğitim yeri olmaktan çıkmış bir günah çukuru halini almış. Bu yüzden bende okulu hiç sevmiyorum .Aslında siz o kadar şanslısınız ki yaşadığınız zaman bakımından…Ufak tefek sorunlar olsa bile gene de herkesin birbirine bağlılığı hiçbir zaman azalmıyor.Fakirler için cami önlerindeki sadaka taşları var ya işte bu yetiyor yaşadığınız zamanın ne kadar iyi olduğunu anlamak için…Hani kapıların üstünde iki tane tokmak olurmuş ya …Eğer eve gelen erkek ise kalın tokmağı kadın ise ince tokmağı kullanırmış.Bu da edepliliğin bir göstergesi.ÇOK ŞANSLISINIZ .Bu alışkanlığı günümüzde bulmak çok zor.Sözlerimi burada bitirmek zorundayım. HOŞÇAKALIN